Hz. Muhammed (Sav)
Resul-ü Ekrem Efendimiz kimsesizlerin peygamberiydi. O, hakkın ve bütün halkın peygamberiydi. O, doğruluğun ve güvenin peygamberiydi. O, kutlu fazilet mücadelesini veren bir peygamberdi. Peygamber Efendimiz zamanında, Arap yarımadasında ve dünya üzerinde, güçlü olan haklıydı. Mazlum
[Devamını Oku]
Câbir b. Abdullah (ra) Peygamber Efendimiz (asm)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Cennetin anahtarı namazdır (Dârimî) Abdullah b. Kurt (ra) Peygamber Efendimiz (asm)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Kulun kıyâmet gününde ilk hesaba çekileceği şey, namazdır. Eğer
[Devamını Oku]
Peygamberimizin (sav) nübüvvetinin delil ve burhanları had ve hesaba gelmez. Onların hepsini izah etmek hem bizim haddimizin fevkindedir hem de böyle bir yazı veya sohbet ile de îzah edilecek bir mesele değildir. Ancak nübüvvetin parlak
[Devamını Oku]
İslâm âlimleri Peygamberimiz (sav)'ın bin kadar mucizesi olduğunu tespit etmişlerdir. Kur'ân-ı Kerîm ise onun en büyük mucizesidir ve bütün bu mucizeler içerisinde Kur'ân'ın müstesnâ bir yeri vardır. Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur: Peygamberlerden her bir peygambere
[Devamını Oku]
Geçen yazımızda Îsâ (as)'ın vazifesini Gerçeğin Ruhu diye tarif ettiği, yani bir hakîkî ve sâlih bir Peygambere bıraktığını ifade etmiştik. Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu gelince sizi her gerçeğe yöneltecek. (Yuhanna, 16:13) Burada
[Devamını Oku]
Bir kimsenin bizim vâsıtamızla Rabbimizi tanıması bizim için tonlarca altın ve gümüşlere sahip olmaktan daha iyidir. Öyle ise bu manevî hazineden ellerimizi doldurmamız icap eder. Denizin dibinde duran, ister inci olsun isterse taş; farkı yoktur.
[Devamını Oku]
Rabbimizin emriyle Sur'a üfürülünce,Mavi gökler dürülüp dağlar yürütülünce,Altta Gayya kor alev, üstte Sırat zor ince,O dehşet an çatınca elimden tutar mısın? Beşer Haşr-i Ekber'e bölük bölük akarken,Ana kızdan, babalar oğullardan kaçarken,Kimisi sürünürken kimileri uçarken,Mübarek kanadını
[Devamını Oku]
Herkesin kabul edeceği bir gerçek vardır ki, ictimaî hayatın muktezasınca herkes ilim sahasında faaliyet gösterememektedir. İlim sahasında yer almaya çalışanlar da sınırlı bir dalda çaba gösterebilmektedir. Günümüzde birçok insan, içinde yaşadığı hayatın şartlarını öne sürerek
[Devamını Oku]
Günümüzde sahâbeleri örnek alan ve bütün dünya milletlerine örnek olan, Kur'ân ve sünnete göre şekillenmiş ideal bir İslâm toplumu yoktur. İslâm hukukunu tatbik etmeye çalışan ve İslâmî eğitim yapan bazı toplumlar/milletler varsa da, onları da
[Devamını Oku]
ResÛl-i Ekrem (asm), tarihin kaydettiği şöhret sahibi insanların en meşhurudur. O'nun şöhreti, kendisinden başka hiç kimseye nasip olmayacak bir şöhrettir. Şimdi, bu erişilmez şöhretin niçin ve nasıl olduğuna bir bakalım. Evvela; tarihin kaydettiği meşhurların hiç
[Devamını Oku]
Âmine ve Abdullah ne bahtiyâr idi ki:En güzel hediyeyi, Allah onlara verdi.Kim mi? Merak ettin mi? Söyleyeyim mi?Nur Muhammed Mustafa'yı, Emin'i Nur, beş yüz yetmiş birde, Mekke'de doğdu.Nur, Kadir Gecesi'nde peygamber oldu.Dün, bugün ve de
[Devamını Oku]
Hem -nakl-i sahih-i kat'î ile- لَتُـفْتَحَنَّ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ . فَـلَنِعْمَ الْأَمِيرُ أَمِيرُهَا، وَ لَنِعْمَ الْجَيْشُ ذَلِكَ الْجَيْشُ deyip, İstanbul'un İslâm eliyle fetholunacağını ve Hazret-i Sultan Mehmed Fâtih'in yüksek bir mertebe sahibi olduğunu haber vermiş. Haber verdiği
[Devamını Oku]
Mucize, peygamberlik dâvâsına delil olmak üzere Allah tarafından, peygamberlerin ellerinde yaratılan hârikulade hâllere denir. Onlar Biz Rabbinizin size gönderdiği elçileriz diye dâvâ ettiklerinde, Cenâb-ı Hakk onlar elinde bazı hârikulade şeyler meydana getirmekle âdetâ, Evet doğru
[Devamını Oku]
Hayatın dağdağalı seyr ü seferine pusulasız gemi ile revân olacağım diye yeltenince ya alabora olmanın, ya da ıssız bir adaya çıkmanın, yahut korsanların şefkatâlud ellerine geçmenin kaçınılmaz olduğunu bile bile böyle karanlık bir dehlize hangi
[Devamını Oku]
Nasıl ki gündüz şu siyah kabre tebeddül etti, dünya siyah kefenini giydi, öyle de ömrün gündüzü de ölüm gecesine ve dünya gündüzü de berzah gecesine ve hayatın yazı dahi ölümün kış gecesine hiç şüphe yok
[Devamını Oku]
Aşkın Sen bana bıraktığında bir çekirdekti,Şimdi meyveye durdu, hem kök saldı her yanıma.Besleyip büyüttüğüm rahmet-i âlem Nurlarla,Az kaldı kainatı saracak koca çınar olmaya. Derdimdi sevgilim olman, uğruna öleceğim,Cihânı sarsacak kadar, aşkıyla âh u enîn edeceğim,Ah
[Devamını Oku]
Peygamberimize soruldu: -Amellerin hangisi daha faziletlidir ? Buyurdular ki: -Güzel ahlâk! Ahlâk kelimesi Arapça 'hulk' (huy-yaratılış) kelimesinin çoğuludur. İnsanın iyi veya kötü tavır ve hareketleri, insanın doğuştan getirdiği veya daha sonra çevreden kazandığı zihnî ve
[Devamını Oku]
'Zaman o Gül gibi gül görmedi zaman olalıGül'ün güzelliği dillerde dâsitân olalı' Güllerden bir Gül düştü kâinâtın bahtına. Kalbe sürur, eflâka nur ve insanın bahtına bekâ düştü. Âlemler ve ruhlar yokluk karanlıklarına doğru hızla giderken
[Devamını Oku]
Câbir (ra)'dan rivâyet edilmiştir. "Beni hayvana binen kimsenin (arkasına astığı) su kabı gibi kılmayın. Çünkü, hayvana binen, su kabını doldurur, yükünü hayvana yükler, sonra su kabını semerin arkasına bağlar. Susadığı zaman, sudan içer. Veya abdest
[Devamını Oku]
İnsanlar için kullandığımız ifadeler hislerimizi açığa vuran ciddi ipuçları içerirler. Bizler insanları ne kadar tanırsak ve hayatımızda onlara ne kadar yer verirsek onları andığımızda da kullandığımız ifadeler o derece nezih, hoş ve dikkatli ifadeler olur.
[Devamını Oku]
Resul-i Ekrem (asm), nübüvvet dâvâ ettiği vakit, O'nun bu dâvâsı yalnız bir taifeye, bir kavme, bir kısım siyaset ehline veya bir dine değil, bütün padişahlara, krallara ve bütün dinlere meydan okuyordu. Hâlbuki kendi kabilesi, en
[Devamını Oku]
VE GELDİN EY NEBÎGeldin de âleme verdin teselli.Zira âlem-i bekasız nasıl teskin olunur ki,Saplanırken kalb-i hazinimize fena hançeri;Her dem çekerken elvedasız gidişlerin firak elemini. Geldin de:Kainatın dizginlerini aldın emin ellerine,Bahr-ı zamandaki seyahat-i meçhule-i beşeriyyeVe inkıraza
[Devamını Oku]
Nasıl ki hayat bu kâinattan süzülmüş bir özü, hulâsadır. Şuur ve his dahi hayattan süzülmüş, hayatın bir hulâsasıdır. Akıl dahi şuurdan ve histen süzülmüş, şuurun bir hulâsasıdır. Ve ruh dahi hayatın hâlis ve sâfî bir
[Devamını Oku]
Bir kandil düşünün. İçi islemiş, dışı tozlanmış ve fitilinin yanan kısmı kesilmemiş. Bu bakımı yapılmamış ve körleşmiş kandil dışarıya ne kadar ışık verebilir ki?! Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim. (Buhari, Hâkim, Beyhaki)buyuran Resulullah
[Devamını Oku]
duy beni, gör beni ey Yârdünyâ artık daha kalabalık ve daha karanlıkbu şehrin duvarları sağırbu şehir Sen'den sonra darmadağın, harâbbak, kayıp gidiyor yıldızlar avuçlarımdansana yabancı bu çağlardaartık her insan bir başına, yapayalnız ve çâresizbeni bu
[Devamını Oku]
Nasılki Kur'ânı dinleyen, onu dinlemekten aldığı feyizle Allah kelâmı olduğunu hissedebîliyor ve ifade tarzına ve edebîyatına dikkat eden, ulaştığı insan üstü edebî zevk ve belağat seviyesiyle mucize olduğunu anlayabiliyor ise onun gibi mânâlarını ve içindeki
[Devamını Oku]
Hz. Adem'den günümüze gelinceye kadar tüm insanlık huzur ve mutluluğu aramış, bu konu ile alakalı ciltler dolusu kitaplar yazılmış, sözler söylenmiştir. Kimi mutluluğu parada görmüş, kimi evladında ve ailesinde, kimileri de çeşitli batıl inançlarda aramış
[Devamını Oku]
KİM SUÇLU? Pek çok insan soruyor; Allah neden insanlar arasındaki savaşlara karışmıyor? Mesela; Gazze'de ve pek çok yerde neden milyonlarca Müslüman öldürülüyor. Allah bu zulümlere neden izin veriyor? Bir düşünelim! Bir komutan askerlerini en son
[Devamını Oku]
Bir insan ki; küçük bir çocuğun, küçük kuşunun vefatına taziyede bulunuyor. Onunla (onun anlayacağı dil ve üslup ile) dertleşip teselli ediyor. Hanımıyla yarış yapıyor. Bazen geçip ve bazen de geri kalıyor. Yanında korkudan titreyen bir
[Devamını Oku]
www.sorusorcevapbul.com Herkese duyurun! Bugün bir şey yiyen, akşama kadar yemesin, oruçlu gibi dursun! Bir şey yemeyen de oruç tutsun! Çünkü bugün Aşurâ günüdür. (BUHARİ, MÜSLİM, EBU DAVUD) Aşurâ gününün hususiyeti nedir? (عشوراء / عاشوراء) Arapça'da
[Devamını Oku]
“Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?” (Saff Sûresi, 2) meâlindeki âyet-i kerîme ile “İnsanlara sözünle değil, fiilinle vaaz et.” (Ahmed bin Hanbel, zühd) hadîs-i şerîfi, nasîhatin insanlara en iyi ve mükemmel bir şekilde te’sîr edebilmesi için, nasîhat
[Devamını Oku]
LEMAAT TAHLİLLERİ-9 İman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da: "Biz hıristiyanlarız" diyenleri bulursun. Çünkü onların içlerinde keşişler ve rahipler vardır. Ve onlar büyüklük taslamazlar. (Mâide, 82) Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim! Meryem
[Devamını Oku]
Rahmet Nebîsi (asm) şöyle buyuruyor: Mümin'in dört hali vardır: Bir belaya maruz kalırsa, sabreder. Mal ve nimet verilirse, şükreder. Söylerse doğru söyler. Hüküm verildiğinde adil davranır.
[Devamını Oku]
Müceddîd-i elf-i sânî İmam-ı Rabbânî hazretleri 1563 (H.971) senesinde Hindistan'ın Serhend şehrinde doğdu. Hicrî ikinci bin yılının müceddidi (yenileyicisi) olmasından dolayı Müceddîd-i elf-i sânî namı verilmiştir. Hazret-i Ömer efendimizin neslinden olduğu için, Fârukî nesebiyle anılmış,
[Devamını Oku]
ECİRN MİNENNÂR! Anadolunun bu en güzel şehrinin, en şirin kasabası. derdi Ahmet. Gerçekten de öyleymişâ€¦ Israrlarına dayanamadığım arkadaşım Ahmet'in evine misafir oldum. Dışardan küçük, köhne görünen bu köy evlerinin içi hiç de öyle değil. Buyur
[Devamını Oku]
İstişâre toplantılarındaki ihtilaflar bir zenginliktir. Fakat bu zenginlikten istifade edebilmek, ihtilafı ‘müsbet ihtilaf' çizgisinde tutmak şartıyla mümkündür. Bu da ancak şahıs veya fikirlerin eleştirilmemesiyle veya bunun ölçülü olmasıyla gerçekleştirilebilir. Kendisiyle istişâre edilen kimse, güvenilen kimsedir
[Devamını Oku]
Rasulünü (sas) sevenlerden Davasını bilenlerden, Yoluna yüz sürenlerden, Haberini soran gelsin. Aşk yolunu seçenlere, Günahlardan kaçanlara, Cennetlere uçanlara, Katılmayı bilen gelsin.Masivaya tapmadan, Hak yolundan sapmadan, Çalışmaktan bıkmadan, Kaya gibi olan gelsin. Seve seve gidenlere, Bile
[Devamını Oku]
Evet nasıl ki Yaş veya kuru hiçbir şey yoktur ki Kur'ân'da bulunmasın. (En'am, 6/59) Meâlindeki âyetin ifadesiyle bütün ilimler Kur'ân'da bulunduğu gibi, Kur'ân'ın da bütün mânâları Fâtiha suresinde mevcuttur. Fâtiha'nın da bütün mânâları Besmele'de toplanmıştır.
[Devamını Oku]
Ey insan kat'iyyen bil ki: Hılkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi iman-ı billahtır. Ve insaniyetin en âlî mertebesi ve beşeriyetin en büyük makamı, iman-ı billah içindeki marifetullahtır. Cinn ü insin en parlak
[Devamını Oku]
Ya Resulallah..! Senin sözünün doğruluğuna, getirdiğin din ve davetin hakkaniyetine dair deliller bir değil binlerdir. Hatta binler değil yüzbinlerdir. Rabbinden ne getirdiysen amennâ ve saddeknâ İşittik itaat ettik semi'nâ ve eta'nâ Yâ Muhammed, adın, çokca
[Devamını Oku]
Bede'tü bismillâh ile başlar kelâmımızMedh-i Nebî içindir salât u selâmımız. Resulü Sakaley'sin, cin ve insin RehberiMuhammed Mustafa'sın enbiyâlar Serveri. Ahmed diye anılırsın İncil'de HabîbullâhBir ismin de Ahyed'dir Tevrat'ta Resulullâh. Müctebâ'sın Necîb'sin insanlığa Nakîb'sinMuhammed'sin övülmüşsün tüm
[Devamını Oku]
Başarılı olmak istiyorsak, sünnetullaha uyup, yapacağımız işlerin (günlük, aylık, yıllık) planlarını yapmak zorundayız. Plansız bir hayatın neticesi çoğunlukla kötü bir hayattır. Rastgele yaşantı, verimsiz bereketsiz bir yaşantıdır. Hayatta hedefi olan ve bu hedefe göre hayatını
[Devamını Oku]
(BÖLÜM 1: BİR FORMÜL ARAYIŞI) Başarının formülünü ortaya koyduklarını iddia eden bu kitaplar Allah, kader, nefis, şeytan, duâ, inayet gibi kavramları hesaba katmadığı için bence tam olarak gerçekleri yansıtmıyordu. Her şeyi elinde bulunduran ve insanın
[Devamını Oku]
Kuzaa kabilesinin Bula boyundan Resulullah (sav)'ın huzurunda Müslüman olan iki adam vardı. Bunlardan biri şehit oldu, diğeri bir sene geç öldü. Talha bin Ubeydullah şöyle dedi: Rüyamda bunlardan geç ölenin şehit ölenden önce cennete girdiğini
[Devamını Oku]
Zulumât-ı ademde kalabilirdi bu ten;Mucid-i Hakîm Ol! dedi; kalmadık var olduk. Mertebe-i câmidât olabilirdi bu beden;Muhyî-yi Hayy tecellî etti; kalmadık hayy olduk. Esnâf-ı nebâtât kalabilirdi bu can;Fâtır-ı Kerîm irade etti; kalmadık zîruh olduk. Ecnâs-ı hayvânât
[Devamını Oku]
Kur'ân'ı Resulüne İkra! dedin indirdinZâtını insanlığa Rahmân diye sevdirdinİslâm'ı hak din diye Kur'ân ile bildirdinSâhib-i Kur'ân Sensin, onu koruyan Sensin! Kitabın Kelâmullah, Resulün HabîbullahFâtiha'dır ilk sure başındadır BismillahKendini tanıtırsın isimlerin: Rab, AllahSâhib-i Kur'ân Sensin, onu
[Devamını Oku]
Şamil, aşkına düştüğü son menzile bir an evvel varmak için Sultan'ın kendisine tahsis ettiği vapur ile yola koyulur. Vapurun her uğradığı yerde, halk görülmemiş bir heyecanla Şeyh Şamil'i karşılıyor, onun duasını almak yarışına giriyorlardı. Peygamberimizin
[Devamını Oku]
Yüz kapısı olan bir sarayın bütün kapıları kapalı iken, sadece birisi açılsa o saraya girilebilir ve diğer kapılar da açılabilir. Aynı sarayın doksan dokuz kapısı açık, birisi kapalı olsa elbette o saraya girememekten söz edilemez.
[Devamını Oku]
Peygamber Efendimiz'in (sav) Duâları: (Ey Habîbim!) Sakın hiçbir şey için, Allah'ın dilemesine bağlamadıkça (inşâallah demedikçe): Ben bunu yarın kesinlikle yapacak olanım deme! (Bunu) unuttuğun zaman ise, Rabbini an …1 (Ey Habîbim!) Sana vahyedilmesi tamamlanmadan önce
[Devamını Oku]
Bazı zaman olur ki; yerinde duramayan, gözlerinden ümit fışkıran ve her hâliyle neşe saçan bir insan oluruz. Kalbimiz öyle bast olur ki; içimiz içimize sığmaz olur. Böyle zamanlarda kalbî olarak kendimizi emniyette görürsek ve Artık
[Devamını Oku]
Ey yerlerin ve göklerin sahibi! Ey efendim! Gaflet karanlığında katran kuyularına düştüm. Çıkar beni! Ey şiddet-i zuhurundan dolayı görünmeyen sevgili! Aç gönül gözlerimi! Unutkan yârları bir bir terk ettim. Arkasına bile dönüp bakmadan çekip giden
[Devamını Oku]
Dede ismini verdiğin, oğlun İbrahim keşke ben olsaydım…Öpülesi ayaklarınla fersahlar aşar, sıksık ziyaretime gelirdin.Severdin, koklardın, sarardın uzun uzun…Yavrucuğum!… derdin bana, sevgilin, İbrahim olsaydım. Oğulcuğun İbrahim olsaydım da bana oyunlar yapsaydın…Sımsıcak sinene bassaydın beni.Âlemlere rahmet nur
[Devamını Oku]
Hilkatçe ve ahlâkça nev-i beşerin en mükemmeli idi. Mübârek vücudunun her âzâsı çok mütenâsip idi. Alnı ve göğsü, iki omuzunun arası ve avuçları geniş, bilekleri uzun, parmakları uzunca, elleri ve parmakları kalınca idi. Uzuna yakın
[Devamını Oku]
Fahreddin Râzi (r.a.), Tefsir-i Kebir' de şöyle buyuruyor: O'nun (Hz. Peygamber'in) şöhreti semâvatı, arzı ihâta etmiş; ismi, arş-ı âlânın üzerine yazılmış; ‘Kelime-i Şehadet'te Hakk'ın ismiyle zikredilmiş; O'nu her müezzin ezanda, her hatip hutbede ve her
[Devamını Oku]
Ey çocukların da peygamberi olan Sevgili! Çocuklar; senden evvel ölüme mahkum suçlular gibi doğuyordu. Ve bir babanın en büyük utancı kız çocuklarıydı. Ya Rasulâllah! Senin Ömer yüzlü Mekke'nde, senin güller şehri Medine'nde çocuk olmak… Evvel
[Devamını Oku]
Bu ayki yazımızda sizlerle gayr-i müslim bir batılı yazarın, Peygamber Efendimiz (sav) hakkındaki tesbitlerini paylaşacağız. Üstad Bediüzzaman der ki; Fazilet odur ki, düşmanları dahi tasdik etsin. İşte bu zat da bir gayr-i müslim olduğu halde,
[Devamını Oku]
İslâm kaynaklarında Hayrü't-Tâbîin veya Reisü't-Tâbîin olarak anılan Üveys el Karanî‘nin vefatından sonra kardeşinden devam eden Üveysî Sülalesi elinde kalan Hırka-i Şerif 17. Yüz yılın başlarında, sülalenin o tarihteki reisi Şükrullah Üveysî tarafından Sultan I. Ahmed'in
[Devamını Oku]
2005 senesinde Denizli'de tanıdığım birisinin Amerikalı bir misyonerle ailece dost olduklarını öğrendim. Bunun üzerine o arkadaşın iş yerine gittim. Kendisiyle şöyle bir görüşmemiz oldu. Bir misyonerle dost olduğunuzu duydum, doğru mu? diye sordum. O da:
[Devamını Oku]
Cevşenü'l-Kebîr, Peygamberimiz (asm)'ın, Cenâb-ı Hakk'a bin bir ismiyle yaptığı azîm ve çok şümullü bir münâcâttır. Farsça kökenli bir kelime olan Cevşen, bir tür zırh ve savaş elbisesi manasına gelmektedir. Cevşenü'l-Kebîr ve Cevşenü'l-Sağîr olarak iki kısma
[Devamını Oku]
Geçen ay ilan ettiğimiz “Kalemler Yarışıyor” başlıklı “Peygamber Efendimiz (asm)” konulu ‘hikâye’, ‘makale’ ve ‘şiir’ yarışmasına alâka her geçen gün artıyor. Ümit ediyorum, bu yarışma vesîlesiyle pek çok yeni yazarı okurlarımızla tanıştırmış ve yazı dünyasına
[Devamını Oku]
En büyük insaniyet olan İslâmiyet’in en güzel ve en mükemmel örneği Peygamber Efendimiz (asm)’dir. Onun insanlığı ile, bizzât yaşayarak, uygulayarak çizdiği ahlâkî tablo, hiç şüphesiz İslâm ahlâkının hârikalığı hakkında mühim bir fikir vermektedir. Evet o
[Devamını Oku]
Peygamber Efendimiz’e (asm) salâvat okumak, Allahu Teâlâ Hazretleri’nin bizlere bir emridir. Rabbimiz Kur’an’da şöyle buyurur: “Muhakkak ki Allah ve melekleri peygambere salât ederler. Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve selam verin” (1)
[Devamını Oku]
“Kapını halka açık tut! İşleriyle bizzat meşgul ol! Nihayet sen de onlardan birisin. Tek farkın, Allah’ın seni daha çok şeyle mükellef tutmasıdır. Senin ve ailenin giydiklerinizin, yediklerinizin ve bindiklerinizin güzel olduğunu, diğer Müslümanların ise, durumlarının
[Devamını Oku]
Sensiz geçen her günümde,Sırtıma yüklenir binlerce günah. Eritir ruhumu yanar dilimde,Yüreğimde tüter her gün ah. Tenim iplik iplik söküldü,Dikiş tutmaz kırıldı bu tezgâh.Ocağıma biriken son küldü,Yıkıldı, çürüyen canı barigah. Etimden kurtlar döküldü,Ruhumda derin bir inşirah.Cehennem,
[Devamını Oku]
Vizesiz bir uçuşla Golan Tepeleri Forumu’na katılmak üzere Şam’dayız. Hz. Yahyâ (as), Hz. Zekeriya (as) gibi nebîlere, Hz. Hüseyin (ra), Hz. Bilal-i Habeşî (ra), Hz. Muaviye (ra), Hz. Ebû Hureyre (ra) gibi onbinlerce sahabenin, Muhyiddin-i
[Devamını Oku]
Dünyaya geldim vakta kihem güldüm, hem ağladım.ayağım üstüne dikildim degörem diye ahvali, kâim-i sâmi oldum. zaman geçiverdi, günler gördümetrafa yayılmış nimetler buldumelmayı, narı, üzümü bildim deiştahla yemeye tâlib oldum. dünya küçük, efkar genişmişyollar yürüdüm, hem
[Devamını Oku]
Kabil’in yerden alıp Hâbil’in başına vurmasıyla başlamıştı taş’ın serüveni. Sonra hayatımızın vazgeçilmezleri arasında yerini aldı. Bazen evimizin temelini oluşturdu, bazen de mezarımızın en sadık bekleyicisi o oldu. Bazen yüreğimize bastık taşı, bazen de açlığımızı bastırsın
[Devamını Oku]
İnsanların haneleri kendilerini rahat ve mutlu hissettikleri yerlerdir. Öyle ki, insan evinde saadetli ve huzurludur. Dünyanın sıkıntıları, orada hafifleşir. O nedenle ev değil de hane-i saadettir. Hem insan fıtraten hanesini sever ve hanesiyle alâkadardır. Dünyanın
[Devamını Oku]
Yâ İlâhenâ! Nûru bütün mahlûkâttan önce var olan ve varlığı âlemlere rahmet olan Efendimiz Muhammed’e,Ve onun mübârek nesline, ehl-i beytine ve ashâbına, Geçip giden ve geride kalan bütün mahlûkât adedince,Ve onlardan bahtiyar ve saîd olanlar,
[Devamını Oku]
Basralı birkaç Kâri (yani Kur’ân-ı Kerim’i usûl ve kaidesine göre okuyan kimseler) Hz. İbni Abbas (ra)’ın yanına geldiler ve “Bizim bir komşumuz var, çok oruç tutar ve çok teheccüd kılar. Onun ibâdetlerine bakınca bizden her
[Devamını Oku]
Peygamber olarak geleceğini Tevrat, İncil, Zebûr ve semâvî sahîfelerin müjdelediği, Nübüvvetini, peygamberliğinden evvel vazifesine delil olarak zuhûr eden hârikulâde olaylar olan irhâsâtın; Sesleri duyulduğu halde kendileri görünmeyen cinnîler olan hâtiflerin; En seçkin Allah dostu insanlar
[Devamını Oku]
Kurtuluşa Çağrı Ezanlar beş vakit semada, Zalimin dahi kulağında, Allahü Ekber sedalarıyla, Nida ediyor semavata, İnsanları çağırıyor kurtuluşa. Muhammedu’r-Rasulullah diyenler, Umumi bir şenlikteler, Hayye ale’s-salah ve felahlarla, Azim adımlarla cennete girmekteler. Memleketin her yerinde, Mazi
[Devamını Oku]
"Ağaca ehemmiyet vermek, meyveleri içindir”1 buyuruyor, Bedîüzzaman Hazretleri Mektubât’ında. Yoksa ağacı, tohumunu, dallarını, yapraklarını inkâr edip görmezlikten gelip de, sadece meyvelerine bakın demiyor. Neticede koca ağaç, dalları, yaprakları ve kökleri ile meyvelerine çalışıyor. On dört
[Devamını Oku]
Yüce Yaratan, meâlen, “And olsun ki sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı uman ve Allah’ı çok zikreden kimseler için Allah’ın Resûlünde güzel bir örnek vardır.” (33/21) diyerek “bedbahtlık”tan kurtuluşun çaresini ve bize “bahtiyarlık”ın hakiki
[Devamını Oku]
Ahlâk, Arapça kökenli bir kelime olup huy, seciye, tabiat, yaratılış, mertlik, din gibi anlamlara gelen خُلق (hulk) kelimesinin çoğuludur. Hulk kelimesi de yapma, yaratma anlamlarına gelen خَلق (halk) ile aynı köktendir. Buna göre ahlâk; iyilik
[Devamını Oku]
Gerçekten sen büyük bir ahlâk üzeresin” (Kalem, 4) ilâhî hitabına mazhar olan Allah Resûlü’nün (sav) güzel ahlâk ve edebine numune olan binlerce ahval, ef’al ve tavsiyeleri vardır. İnsanın hususen müslümanın tahassungâhı (sığınağı) ve bir nevî
[Devamını Oku]
Birincisi: İbn-i Ebî Şeybe muhakkik-i kâmil ve muhaddis-i meşhur haber veriyor ki: Bir kadın bir çocuğu, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın yanına getirdi. O çocukta bir bela vardı, konuşmuyordu, aptal idi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bir
[Devamını Oku]
Hazret-i Şuayb’ın suhufunda ismi, Muhammed (övülmüş) manasında “Müşeffah”tır.Hem Tevrat’ta yine Muhammed manasında “Münhamenna”, Zebur’da “El-Muhtar (Mustafa-seçilmiş)” ismiyle isimlenmiştir. Hem Suhuf-u İbrahim ve Tevrat’ta “Mazmaz”dır. Hem Tevrat’ta “Ahyed”dir. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm demiş: “Benim ismim Kur’an’da
[Devamını Oku]
Akşam vaktiydi. Gündüzün yakıcı sıcağı yerini serin rüzgârlara bırakmıştı. Küçük bir kız çocuğu ağlıyordu. Medine-i Münevvere’nin akşama bürünmüş alacakaranlıklı yollarında. Korkuyla burkulan yüreğinden yalnızlığın damlaları düştü minnacık avuçlarına. Ağlayan küçük çocuğu gördü İki Cihan’ın Güneşi
[Devamını Oku]
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin başkenti Lefkoşa, Nisan ayı içerisinde kutlu doğum haftası münasebetiyle pek çok etkinliğe ev sahipliği yaptı. Kutlu doğum etkinlikleri Yakın Doğu Üniversitesi’ndeki bir panelle başladı. Panelde KKTC Din İşleri Başkanı Dr.
[Devamını Oku]
Hiçbir şey yoktu. Ne varlık vardı, ne yokluk; sadece O vardı; Allah azze ve celle. Diledi ve yarattı, yarattı kün emriyle dilediği her şeyi. Gizli bir hazineyken bilinmek, takdir ve tahsin edilmek için akıl ve
[Devamını Oku]
Semâyı yıldızlarla donatıp, gecelerimizi aydınlatan, gök kubbemize türlü manzaralar ile süsleyen Rabbimiz, zeminin yüzünü de türlü renk ve kokularda çiçeklerle bezeyen, gözümüze ve gönlümüze ziyafet sofraları sermiş. Yıldızsız semâ düşünülemeyeceği gibi, çiçeksiz zemin de hayal
[Devamını Oku]
İstanbul’da faaliyet gösteren Tomurcuk Yuva, Kutlu Doğum programını 16 Nisan Cuma günü Bahçelievler Necip Fazıl Kısakürek tiyatro salonunda büyük bir coşku ve manevî bir atmosfer içerisinde kutladı. Önce Kur’ân-ı Kerimimizin kalbi olan Yasin-i Şerîf’in 1.
[Devamını Oku]
İnsan taklid ede ede olgunlaşır: Anne-babasını, hocasını, büyüklerini taklid eder; velhâsıl insan sevdiğini taklid eder… Sevdiğine benzer, sevdiğinin rengine boyanır… Hazret-i Peygamberin (asm) hayatını bilmek Onu gerçekten bilmek demek midir? Kanaatimce değil! Peygamberini bilmek, Peygamberinin
[Devamını Oku]
Eğitimde ne anlattığımızdan daha çok nasıl anlattığımız önemlidir. Elbette insanlara ve özellikle gençlere iyi, güzel ve faydalı şeyler öğretmeliyiz. Aynı şekilde bu faydalı ve güzel şeyleri güzel metodlarla anlatmalı ve öğretmeliyiz. Öğretmeni sevmeyen öğrencinin dersi
[Devamını Oku]
Bir gün gözlerini bedeni titrerken açarsa biri, yanında soğuk ve karanlıktan başka şey de yoksa eğer bir ısıtan ve ışıtandır ilk aramaya koyulduğu… İlk peşine düştüğü. Ben ilk senin peşine düştüm açtığımda gözlerimi şu hayata.
[Devamını Oku]
Esma ismin cem’idir (çoğuludur). Hüsna kelimesi de en güzel manasına tafdil sigasıdır1. Bu terkibin manası da “en güzel isimler” demektir. Yani “en güzel isimler Allah’a mahsus olup O’nun isimleri en ileri ve mutlak bir kemal
[Devamını Oku]
“Eğer siz sahabeyi görseydiniz ‘Onlar deli midir?’ derdiniz. Onlar sizi görseydi ‘Bunlar Müslüman değiller mi?’ derlerdi.” Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin (sav) gül bahçesinin ilk mevsimindeki manevi heyecanın, Hasan-ı Basri’nin lisanından dile getirilişi… Rahmetullahi aleyh…
[Devamını Oku]
Peygamber (sav) dilini tutardı, ancak insanları birbirine sevdirecek, birbirleriyle kaynaştıracak şeyleri konuşurdu. Onları ürkütmez, kaçırmazdı. Her kavmin liderine önem verirdi; ikram ederdi. Bilahare onu onların üzerine vali tayin ederdi. Onun sırrını ve ahlâkını onlardan gizlemeden
[Devamını Oku]
İnsanı diğer hayvanlardan ayıran en üstün yönü ona verilen akıl nimetidir. İnsan ancak âkil -akıl sahibi- ise dinen sorumlu olarak kabul edilir. Aklı olmayan delilerin veya yeteri kadar olmayan çocukların mesuliyetleri yoktur. Akıl ise, doğruyu
[Devamını Oku]
Rahmân ism-i şerifi Cenâb-ı Hakk’ın esmasından biri olup ibâdına şefkati bol olan mânâsına geldiği gibi Rezzâk yani bütün mahlûkatın rızkını veren, ihtiyaçlarını karşılayan anlamını da içerir.1 Rezzâk olan Cenâb-ı Hak rızkı verirken bazı sebepler dâhilinde
[Devamını Oku]
Peygamber Efendimiz (asm), miladî olarak bundan 1439 sene önce dünyayı teşrif etmişlerdir. Elbette Efendimizin dünyaya gelmelerinin birçok güzellikleriyle beraber, sosyolojik ve fikrî açıdan birçok değişikliklerin meydana gelmesinde de önemi vardır. Biz bu yazımızda, Efendimizin doğumu
[Devamını Oku]
İslâm âleminde ayrılıklara, çekişmelere sebep olmuş konularında birisi de hiç şüphesiz halifelik meselesidir. O kadar ki bu konu iman esaslarına ve akaid kitaplarına kadar girmiştir. Günümüzde de bu konu bulunduğumuz coğrafya itibariyle güncelliğini korumakta, bilgi
[Devamını Oku]
HZ. MUHAMMED’İN (asm) DOĞDUĞU ÇEVRE Hz. Muhammed (asm) doğduğu sıralarda büyük medeniyetlerin merkezi olan Çin, Hindistan, İran, Bizans ve Avrupa kargaşa içindeydi. İnsanlık ırk, dil ve din ayrılıklarından dolayı farklı düşüncelere karşı katı bir önyargıya
[Devamını Oku]
İnsanoğlu, kendi gerçekliğini tanımadan, kendi kimliğinin ne olduğunu keşfetmeden ve keşfettiği bu kimliği ile şu küre-i arzda sabitkadem olmadan, hakikatin ne olduğu konusunda hiçbir zaman emin olamaz. Çünkü şu dünyada insanlar adedince seyyal dünyalar, yani
[Devamını Oku]
Gökteki yıldızlar gibi her mânevî sıkıntımızda bize rehberlik eden Ashâb-ı Kirâm Resûlullah’ı nasıl seviyorlardı? Son nefesinde dahi kardeşinin nefsini kendi nefsine tercih edecek bir anlayışa sâhip olan Sahâbeler, Resûlullah’a (asm) her hitap edişlerinde; “Anam, babam,
[Devamını Oku]
Hazret-i Resul-ü Ekrem (asm) Kur’an’ın, “Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik”(1) ifadesiyle herkese ve her şeye bakan küllî bir hayrı ve bir rahmet ciheti bulunan ve bu cihetle insanlığın diğer mahlûkat karşısında iftihar kaynağı
[Devamını Oku]
“(Habibim Yâ Muhammed) Sen olmasaydın, Sen olmasaydın felekleri (âlemleri) yaratmazdım.”2 Bir kısım âlimler bu kelâmın, lafız itibarıyla hadis-i kudsî olmadığını söylese de mânâ cihetiyle sâhihtir.3 Bu kelâmın mânâsının sâhih olduğuna şu âyet delildir: “Biz Seni
[Devamını Oku]
İNSANLIĞIN DURUMU Peygamber Efendimiz zamanında Arap yarımadasında ve dünya üzerinde güçlü olan haklıydı. Mazlum eziliyordu. Kazanan kârlı, kaybeden mahkûm oluyordu. Zayıflar ayaklar altında eziliyordu. Ahlak ve fazilet aşındırılmıştı. Toplum kirlenmişti. Toplum, zengin fakir, kuvvetli zayıf,
[Devamını Oku]
Kur’ân-ı Kerim 23 sene gibi uzun bir zaman diliminde Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’e peyder pey olarak nâzil olmuştur. Rabbimiz İsrâ sûresi 106. âyette bu hakikati şöyle ilan eder: “Hem onu, bir Kur’ân olarak (âyet âyet)
[Devamını Oku]
(Ey ashâb-ı Muhammed! Siz,) insanlar(ın iyiliği) için (ortaya) çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz; iyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz!(Âl-i İmran, 110) Cevvad-ı Kerim olan ve bizleri türlü nimetlerle terbiye eden Cenab-ı
[Devamını Oku]
Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de, “Şanım hakkı için izzetime ve celalime yemin ederim; size kendinizden öyle bir peygamber geldi ki, sıkıntıya düşmeniz ona ağır gelir; size düşkündür; müminlere karşı şefkatlidir, merhametlidir.” buyuruyor. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed
[Devamını Oku]
صوڭسز موتلولق، اوڭسز اولاماز، او اولمازسه موتلولق اولماز ( مژده لر اولسون!) بو دنياده اولاشيلابيله جك اڭ بيوك مقام، اڭ يوكسك موقع، اللّٰهي طانيمق و بيلمكدر. اوني سومك اڭ پارلاق بر سعادت، اوڭا محبّت ايتمك
[Devamını Oku]
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (asm). Allah’ın (cc) ahlâkıyla ahlaklanmış, yürüyen Kur’ân ve fahr-i kâinât olan Peygamber Efendimiz’in (asm) yaşantısı, bizim için nümûne-i imtisal ve örnek alınacak yegâne hayat tarzıdır. O’nun (asm) sözlerinden ve fiillerinden oluşan
[Devamını Oku]
“Sünnet Nuh'un gemisi gibidir. Ona binen kurtulur, geriye kalanlar boğulur.” İmam Malik (ra) Sünnet-i Seniyyeye, “utlubu’l-ilme” kelam incisine ittiba niyetiyle Çin diyarından mervi bir kelam: “Tuhaf zamanlarda yaşayasın.” İçinde seyeran eylediğimiz küçük-büyük âlemlerin sergüzeştlerini en
[Devamını Oku]
Cemalin şulesinden âlemler gülşen olduSünnetinle iktida edenler hep necat bulduKimi Sıddık, kimi Faruk, kimisi Zinnur olduSen Şefie’l-Müznibinsin dahilek ya Resulallah.. Arı peteğine taşır bala namzed hammaddeyi, rengârenk çiçekler üzerinde seyr ü sefer eyleyerek. Gözlerimiz saadet
[Devamını Oku]
Rabbim, gönlümüzü Allah ve Resulü’nün sevgisiyle doldursun.Bu yazımızda, “edebiyatımızda Peygamber (sav) sevgisi” gibi güzel bir mevzuyu; örnekleriyle ele almaya gayret edeceğiz. Mevlid Şairi Süleyman Çelebi (1351-1422, Bursa) Yaşı atmışa dayanmış Süleyman Çelebi’nin, imamı bulunduğu Bursa
[Devamını Oku]
Rabbim, gönlümüzü Allah ve Resulü’nün sevgisiyle doldursun. Bu yazımızda, “edebiyatımızda Peygamber (sav) sevgisi” gibi güzel bir mevzuyu; örnekleriyle ele almaya gayret edeceğiz. Şiire kabiliyetimizin olmadığına pek üzülmedik bu zamana kadar. Lakin mevzu Efendimizden (sav) açılınca
[Devamını Oku]
Edebiyatımızda Peygamber Efendimizin (sav) sevgisini ele alan birbirinden güzel, adeta şaheser niteliğinde pek çok naat kaleme alınmış. Bizim de birkaç sayıdır değindiğimiz bu naatların yazılış hikâyeleri ve o kıymetli şairlerinin hayat hikâyeleri var. Okullarda ders
[Devamını Oku]
Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır.Sana ne kötülük gelirse kendindendir.(Nisa Suresi, 79) Dünyamız Covid 19 diye nitelendirilen virüsle tanışalı aylar olmasına rağmen, milyonlarca insanı ensesinden yakalamış durumda. Ölenler ise altı yüz bine merdiven dayamak üzere. Bu
[Devamını Oku]
Köşe taşı köşede yaraşır. (Atasözü)Bazen insan,Bazen eşya,Bazen hadise,Bazen bir eser... Karşımıza köşe taşı olarak çıkabilir. Evet, biliyoruz ki bir binanın yeri doldurulmaz en önemli boşluğu köşe taşına aittir. Elbette ki sıraladığımız köşe taşı nevileri de
[Devamını Oku]
Süleyman (a.s), Kur’ân’da bahsi geçen bütün peygamberlerden farklı olduğu gibi, onun kıssaları da diğer peygamber kıssalarından çok farklıdır. Kur’an’daki diğer peygamber kıssalarına baktığımızda, onların kavimleriyle mücadeleleri, musibetlere maruz kalmaları, kavimlerinin helak olmaları gibi durumları görürüz.
[Devamını Oku]
Sünnet, Peygamber Efendimize (sav) nisbet edilen söz, fiil ve takrirlerin tümüdür. Takrir ise Allah Resulünün (sav) yapıldığını gördüğü bir şeye karşı sükût edip reddetmemesi demektir. Hüseyin, ortaokul öğrencisiydi, imam hatibe gidiyordu. Bir gün Hadis dersi
[Devamını Oku]
Efendimiz zamanında meyve-sebze ayrımı olmadığı, bitkilerin bizatihi adlarıyla anıldığını görüyoruz. Abdullah İbn-i İkraş, babası Beni Mürre İbn-i Abid’den şunları aktarıyor: “Rasulüllah elimden tutup beni Ümmü Seleme’nin evine götürdü. ‘Yiyecek bir şey var mı?’ diye sordu.
[Devamını Oku]
Çinicilik, UNESCO korumasına giriyor Kültür Ve Turizm Bakanlığı, Anadolu topraklarında bin yıldır yaşatılan çiniciliğin, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi’ne dâhil edilmesi amacıyla dosya hazırladı. Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Ahmet Arı, Anadolu’nun en
[Devamını Oku]
Peygamberimiz (sav), etin pişirilmek için bıçakla kesilip parçalanmasına izin vermiştir. Fakat pişmiş etin yenilirken bıçak kullanılmasına izin vermemiştir. Efendimiz Müslüman olmayan kimselere benzemememiz konusunda ümmetini sürekli uyarmıştır. Dolayısıyla etin bıçakla kesilip yenmesini de bu anlamda
[Devamını Oku]
Peygamberimiz (sav) kesinlikle ekmek yemiştir. Ancak onun yediği ekmek, günümüzde yediğimiz ekmekten çok farklıydı. Bugün ekmekler, rüşeym ve kepeği -ki bunlar buğdayın en besleyici bölümleridir- alınmış beyaz undan üretiliyor. Oysa Ümmü Eymen’den (ra) gelen rivayette
[Devamını Oku]
Ülü’l-azm peygamberler bütün peygamberlerin en üstünleridir. Onlar içinde ise en büyük peygamber, Peygamberimiz (sav)’dir. Bu yazımızda peygamberimizin en büyük peygamber oluşu üzerinde durmak istiyoruz. Fakat önce bazı ön bilgiler üzerinde durmalıyız. Peygamberlik ve Dereceleri Kur’ân-ı
[Devamını Oku]
Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı olup imzalan protokol gereği Hayrat Vakfı tarafından işletilen İstanbul-Güngören’deki İlim Yolu Üç Pınar Kız Kur’an Kursu’nda eğitim yaz döneminde de büyük bir heyecan ve hızla devam etti/ediyor. Kurs bünyesinde Hayrat Vakfına
[Devamını Oku]
Asrı Saadette Rasûlüllah (asm) ve Ashabı Kiram zevk için değil, bedenin fıtri ihtiyaçlarını karşılamak için beslenirdi. Müslüman için gıda, hayatın devamı için gerekliydi; bir haz aracı değildi. Beslenme, onların hayatında fıtri ve yaratılış gayesine uygun
[Devamını Oku]
Senin olmadığın semtler isyan, Kalabalıklar kuru, gülücükler sahte… Bakışı bulanıktır vicdanların. Sensiz tadı yok ürkek bakışların, maskeli âşıkların. Seninle kayboldu ufuktaki son kızıllığın rengi. Bitmeyen bir acının senfonisi var dudaklarımızda şimdi. Etrafımız ateş çemberi Canan.
[Devamını Oku]
Resûlüllah (sav) Allah’a (cc) şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden, katına yükselmeyen (kabul olunmayan) amelden, huzur bulmayan kalpten ve kulak verilmeyen duadan sana sığınırım.” (Taberani) Resûlüllah (sav) Allah’a (cc) şöyle dua ederdi “Allah’ım! Darlıktan
[Devamını Oku]
Günümüzde günün en önemli ve atlanılmaması gereken öğünü olarak ün salmış kahvaltının sünnet-i seniyedeki yeri nasıldı? Peygamberimiz (sav) sabah ve akşam yerdi. Günün en kıymetli iki öğünü sabah kahvaltısı ve akşam yemeğidir. Öğle yemeği çalışma
[Devamını Oku]
Gül İslamiyet’te Hz. Muhammed (s.a.v.)’i temsil etmektedir. Lâle ise Rabbimizin simgesi olarak kabul edilmektedir. Bu yüzden çoğu İslâmî eserde Gül ile Lâle’ye ayrı bir değer verilmiştir. Türkler, Müslümanlığı kabul ettikten sonra, bu dinin en büyük
[Devamını Oku]
Ayinedir şu âlem her şey hak ile kaim Mirat-ı Muhammed'den Allah görünür daim. Evet… Bir başka “değer”, “kıymet”, “mücevher”: O’nun (asm) gibi bakıp görebilmek her şeye, her şeyi. Benlerce’den kurulu biz oluvermiş havuzun kalbinde O
[Devamını Oku]
Nübüvvet-i Ahmediye’nin (sav) delâili, evvelâ iki kısımdır. Birisi, ‘irhâsât' denilen, nübüvvetten evvel ve velâdeti vaktinde zuhûr eden hârikulâde hâllerdir. İkinci kısım, sâir delâil-i nübüvvettir. (Zülfikar, s. 229) Tarihî değere sahip bir sarayı veya bir müzeyi
[Devamını Oku]
Uçağa bindiğinde kalbi küt küt atıyordu. Sevgiliye, En Sevgiliye kavuşacak olmanın heyecanı bütün benliğini sarmıştı. Dili devamlı salavat okuyor, aklı En Sevgiliyi düşünüyordu. Bu güne kadar çok kişilere En Sevgiliyi anlatmıştı. Tanıtmıştı. Ama böylesi ilk
[Devamını Oku]
Bütün mevcudiyetimizle onu sevmek, ona tabi olmak gerekir. Onun bu eşsiz muhabbetine en layık şey, elbette yine muhabbettir. Bütün ümmetinin hadsiz ihtiyaçlarıyla alakadar olan, her fırsatta ümmetini düşünen bu zata muhabbet etmek insanlığımızın ve imanımızın
[Devamını Oku]
İnsan bir yolcudur. Âlem-i ervahtan başlayan bu yolculuk anne karnından, çocukluktan, gençlikten, ihtiyarlıktan geçerek ölümle birlikte kabre uğrayıp ebediyete devam eder. İnsan bu yolculuğu sırasında şu geçici dünyada bir misafirdir, misafirhane sahibinin emir ve yasaklarına
[Devamını Oku]
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın Sünnet-i Seniyesinin menbaı (kaynağı) üçtür: Akvali, ef'ali, ahvalidir (sözleri, işleri, halleri). Bu üç kısım dahi, üç kısımdır: Feraiz, nevafil, âdât-ı hasenesidir (farzlar, nafileler ve güzel âdetleri). Farz ve vâcib kısmında ittibaa
[Devamını Oku]
İstikâmet bir selâmet râhdırDoğrunun yardımcısı Allah’tır Tabii ki selamet râhı… Allah nereye çıkacağı bilinmez yollardan muhafaza buyursun. Misafirhanenin sahibi hayat yolumuzu iman nuruyla tenvir eylesin. Eylesin ki hem misafirhanenin hem misafirin hakikati ayan beyan olsun.
[Devamını Oku]
Mucize dediğimiz peygamberlere mahsus harikulade olaylar, Allah’ın yaratmasıyla gerçekleşmektedir. Bu olağanüstü olaylar karşısında kafirler, vuku bulan bu hadiselerin adeta üstünü örtmek için “sihirdir” demek zorunda kalmışlardır. Hâlbuki bu hadiseler doğru sözlü, mümtaz şahsiyetlerce günümüze kadar
[Devamını Oku]
Bir yetim olarak dünyaya gelen Hz. Peygamber (sav), amcaoğulları içinde bir fakir olarak büyüdü. Fakat yetimliğin zilletinden ve fakirliğin meskenetinden uzaktı. Arkasında ne kendinin ne de atalarının bir yardımı olacak saltanatı yoktu. Ne bir askeri,
[Devamını Oku]
Dünyanın en büyük 'Hz. Muhammed Müzesi' İstanbul Eyüp'te, Siyer Vakfı tarafından, dünyanın en büyük "Hz. Muhammed Müzesi" açılacak. Müzede, Hz. Muhammed'in giysilerinden, kullandığı eşyalara, hayatında yer alan tüm malzeme ve mekânların bire bir benzerleri sergilenecek.
[Devamını Oku]
O BÜTÜN KÂİNATIN SEVGİLİSİDİR! Hz. Resul-ü Ekrem Muhammed Mustafa (asm), gayr-i Müslimlerin dahi itirafıyla dünya tarihinde yaşamış “en büyük insan” olduğu gibi, “en çok sevilen insan” olmak sıfatına da sahiptir. Evet, o insanların en sevgilisi,
[Devamını Oku]
Barnabas İsa (as)’ı görüp îman eden, hâtıra ve sohbetlerini bizzat işiterek kaleme alan biri idi. Kitabının giriş kısmına şu ifâdeleri yazmıştı: “İsa ile yaptığım konuşma ve görüşmelerde gördüğüm ve duyduğum gerçeği yazıyorum.” Bu cümleden de
[Devamını Oku]
Cenâb-ı Hak, Ahzâb Sure’sinde: “And olsun ki sizin için Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı uman ve Allah’ı çok zikreden kimseler için Allah’ın Resulünde (asm) güzel bir örnek vardır.” buyurarak bizler için en mükemmel mürşid olan
[Devamını Oku]
Bir çekirdek nasıl ki filizlenir, fidan olur, ağaç olur, dal budak salarak hava âleminde büyür ve gelişir. En nihâyette meyve verir. Ağaç ise meyvesiyle kıymet kazanır. Ağacın bütün hizmeti neticesi olan meyvede zuhur eder. Aynen
[Devamını Oku]
Peygamber Efendimiz (asm), Cenâb-ı Hakk’ın yanında insanların en sevgilisi ve peygamberlerin en efdali olması sebebiyle bütün insanlık için en birinci örnektir. Özellikle Ümmet-i Muhammed için her hususta örnek alınacak yegâne insandır. Her ne kadar O’nun
[Devamını Oku]
Resûl-i Kibriyâ Aleyhissalâtü Vesselam’ın peygamberliğini ispat eden deliller had ve hesaba gelmez. Fakat burada denizden bir katre tarzında O Zât’ın (asm) sıdkına ve nübüvvetine gâyet kuvvetli birer şehâdet hükmünde onbeş burhanı zikrederiz. Şöyle ki: Muhammed-i
[Devamını Oku]
O (asm) kâinatın en meşhurudur. Meşhur deyince aklımıza gelen mânâ “herkesin bildiği, tanıdığı, sergüzeşt-i hayatına vakıf olduğu” kimsedir. Kendimize şöyle bir soralım: Bence en meşhur kimdir? Mutlaka aklımıza birileri gelir. Zihnimize gelen kişinin şöhretini kısaca
[Devamını Oku]
PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN SORDUĞU BİLMECE Abdullah İbni Ömer anlatıyor: Bir gün Resûl-ü Ekrem (asm)’in yanında oturuyorduk. Kendisine hurma göbeği ikram edildi. Bunun üzerine, “Ağaçlar içinde bir ağaç var, yaprağı hiç düşmez; Rabbinin izniyle meyvesini verir; iyi
[Devamını Oku]
Dağlar titredi, denizler ses verdi Taşlar dinledi, gökyüzü kükredi Toprak terledi, tohum yeşerdi Bir Sevgili geldi, putlar devrildi Bir Sevgili geldi, kamer bölündü Bir Sevgili geldi, ateşler söndü Bir Sevgili geldi, müjdeler getirdi Bir Sevgili
[Devamını Oku]
İnsanoğluna Peygamberlerin gönderilmesindeki sırlardan birisi de şudur: “Allah’ı kullarına, kullarını da Allah’a sevdirmek.” İnsan, Allah’ı sevdireni ve Allah’a sevdireni, kendi öz canından daha fazla sevse yeridir. İşte o sevdiren aracı peygamberdir. Bu yolda en büyük
[Devamını Oku]
Peygamber Efendimiz (asm), Kur’ân ahlâkını hayâtına her cihetle ve noksansız tatbik etmiştir. İşte Ashâb-ı Kirâm aracılığıyla günümüze dek ulaşan bu Ahlâk-ı Nebeviye’den denizde katre misâli birkaç örnek: Sa’d bin Hişâm (ra) anlatıyor: “Bir gün mü’minlerin
[Devamını Oku]