İbadet
İhsan; kelime manası itibariyle, bağışlama, lütuf, inayet gibi manaları ifade eder. Rabbimizin maddi ve manevi her türlü nimeti ihsandır. Bu maddi nimetlerden bir kısmını şöyle sıralayabiliriz. Yoktan var edilmek, insan olarak yaratılmış olmak, iştahlı bir
[Devamını Oku]
“Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey vardır. Öyle ise kimin hicreti Allah’a ve Resûlüne ise onun hicreti Allah ve Resûlünedir. Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalığa veya nikâhlanacağı kadına ise onun hicreti de
[Devamını Oku]
Günahlar, zehirli bala benzer; lezzeti nispetinde elemi de vardır. Haram zevk ve lezzetler, zehirli bal gibi, görünüşte bir tadı vardır. Ancak haram ve günahların sonrası elemdir, azaptır, ayrılıktır ve tokattır. Günahlar, ateşe benzer. Kibrit çöpü
[Devamını Oku]
Kartonlarıyla duvarlarımızı süsleyen, rakamlarıyla ömür sayfalarımızın azalarak değiştiğini ihtar eden, fakat diğer taraftan dünyamıza ışık tutacak malumatları bizlere günlük olarak ve bir çırpıda okuyup istifade edebilecek şekilde önümüze koyan önemli araçlardır duvar takvimleri. Süeda Basım
[Devamını Oku]
Büyüklük, insanın yaşından gelebildiği gibi bulunduğu makamdan da gelebilir. İnsan yaşça büyük olabilir. Büyük bir makamda da bulunabilir. Bunlar o insanın büyük olduğunu tam manasıyla göstermez. Yaşça büyük bir insanın büyüklüğü, küçüklerine karşı gösterdiği merhamet
[Devamını Oku]
Yukarıdaki başlığa bakıp da; cevabı kolay, fakat altında bir zorluk varmış hissi verdiren sorulardan zannetmeyiniz. Bu sorunun elbette ki birçok cihetten cevabı olabilir. Lâkin ben bir sohbet esnasında bir ağabeyimin başından geçen olayla ilgili olarak
[Devamını Oku]
Takvim kullanıyor musunuz? Birçok hatırlatmanın üzerinde olduğu, özenle düzenlenmiş araç gereçlerimizdendir. Reklam olsun diye söylemiyorum İrfan Takvimini kullanıyorum. Takvimler medeniyetlerin zaman ayraçları, önemli zaman dilimlerinin hatırlatıcısıdırlar. Çevrenize bir göz atın, kaç çeşit takvime sahip olduğunuzu
[Devamını Oku]
Yaşadığımız hayat, çoğu zaman bize dünyaya asıl geliş gayemizi unutturabiliyor. Halbuki bizler, bizi asıl gayemizden uzaklaştıracak şeylere karşı sürekli teyakkuz halinde olmalıyız ve bunların yol bulup ruhlarımızı kendi ağlarına almasına fırsat vermemeliyiz. Allah Teâlâ, önümüze
[Devamını Oku]
Kelimelerin elbette mana cihetiyle icra ettikleri vazifeleri var. Taşıdıkları kıymet de kelimelerin bu özelliğiyle ilgilidir. Kelam hazinesinin işletilmesi ve kelimelere vukufiyetin artmasıyla da taşıdıkları bu değer idrak edilecek, ehemmiyetleri hakkında farkındalık oluşacaktır. Her kelime öncelikle
[Devamını Oku]
İbadet Edemeyenler Neden Edemiyor? Allah'ın insanı yaratmaktaki muradı, kendisine kulluk etmesidir. Fakat bu, Allah'ın muradı olduğu gibi, insanın kendi isteğiyle ibadet etmesi de Allah'ın muradıdır. Yani insanlar, melekler gibi seçme şansı olmaksızın ibadet edecek bir
[Devamını Oku]
Tevvab olan Rabbimize kabul ettiği tevbeler adedince hamd ü senalar olsun. “Günahından tevbe eden, hiç günah işlememiş gibidir”1 diye bizlere müjde veren Şefiimize ve O‘nun âl ve ashabına salat ü selamların en güzeli olsun. Malumdur
[Devamını Oku]
“Ve Rabbin, kendisinden başkasına ibadet etmemenizi ve ana-babaya iyilik etmeyi emretti. Eğer onlardan biri veya her ikisi, senin yanında ihtiyarlığa erişirse, sakın onlara ‘Öf!’ bile deme! Onları azarlama ve onlara güzel söz söyle!”1 Kullarına daima
[Devamını Oku]
Şefkat kanatlarını evlerinin dört bir yanına geren annelerin melekleştiği, çocukların tatlı bir musikinin nağmelerine dönüştüğü, babaların merhamet merhamet evlerin her köşesine sindiği, zahiren daracık, ama sonsuzluğa salonlarca, odalarca ulaşan bu evlerin bu dünyevi huzuru, ebediyen
[Devamını Oku]
Zerrelerden kürelere uzanan ve aklımızın almadığı, alamayacağı boyutlar içinde cereyan eden halk etme, bir şeyi yoktan var etme hakikati iki suretle gerçekleşiyor. Biri ibda’ denilen, tamamen hiçten, yoktan, örneksiz var etme; diğeri ise inşa tabir
[Devamını Oku]
Allah Teâlâ bu aylarda af ve mağfiretini, nimetlerini sağanak sağanak yağdırıyor. Recep, Şaban, Ramazan aylarının bütün gün ve geceleri sürpriz feyiz ve bereketlerle dopdoludur. Üstelik bu aylar içinde bulunan Regaip, Miraç, Beraat ve Kadir geceleri,
[Devamını Oku]
Tarih Boyunca Medine Medine-i Münevvere şehri, Arab yarımadasının batısında, Kızıldeniz sahiline yaklaşık 130 km uzaklıkta ve Mekke’nin 350 km kadar kuzeyinde yer almaktadır. Havası güzel, toprağı ziraata elverişli ve hurmalıkları boldur. Şehir su kaynakları bakımından
[Devamını Oku]
Tevbe ve istiğfar deyince çoğunlukla aklımıza bedenen ve fiilen işlenen günahlar gelir de kalben işlediğimiz günahları hiç hatırlamayız bile. Büyük bir gaflettir bu aslında… Bu gaflet sebebiyle, büyük günahlara uzak duran ehl-i imanın dahi büyük
[Devamını Oku]
Sevgili Peygamberimiz (sav), “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir” (Buhari, Fedailu’l-Kur’an, 21) buyurarak Kur’an öğrenmenin büyük faziletine işaret etmiştir. Peygamberimizin Kur’an okumanın fazilet ve değerine işaret eden pek çok hadisleri vardır. Onlardan bir kısmı
[Devamını Oku]
Dört elif miktarı kadar duyurabilsem sesimi, coşturabilsem içimdekini, hissettiklerimi ve bildiklerimi. Yüreğimde fazla olan ne varsa hepsini de haykırabilsem, eksik yanlış hepsini de gökyüzüne serebilsem. Paramparça dağılan kalbimin merhemi olan derin bir muhabbetle şereflendirilebilsem. Ah
[Devamını Oku]
Allah’ın yakınlığını idrak etmek için yola giren insan, çevresindeki insanlarca anlaşılmamakla karşı karşıya kalabilir ve kendisini saran dünyanın düşmanlığı ile karşılaşabilir. Üstelikte en yakınındakilerin olumsuz, yanlış hatta zarar verici tavırlarıyla muhatap olabilir. Çünkü kişinin kötülük
[Devamını Oku]
Samsun Asarcık ilçesinde, geçtiğimiz Haziran ayı itibariyle, okullar kapandığında hem tatlı, hem bereketli bir programın startı verilmişti. İlçe kaymakamı Sayın Selman Kibaroğlu, okulların kapanmasının ardından, 18. sınıfları tamamlayan tüm çocuklara Hayrat Vakfı desteğiyle Kur'an Elifbası
[Devamını Oku]
Kurban ibadetiyle bir yandan ibadet etmenin vermiş olduğu sevap ve haz alınırken, diğer yandan da toplumda bulunan ihtiyaç sahiplerine ihtiyaçlarının aktarılması neticesinde, toplum birlikteliği sağlanmasının huzuru yaşanır. Kurban, Allah'a karşı olan yakınlığını arttırır Kurban kelimesinin
[Devamını Oku]
“Mümin kış mevsimde tâat bahçelerinde gezinir, ibadet meydanlarında eğleşir; kalbi, amel bahçelerinde tenezzüh eder. Rabbine yaptığı türlü tâatlerle o mevsimde tam bir genişlik hali yaşar. Ne oruç ona zorluk verir, ne de geceyi ihya ederken
[Devamını Oku]
Yüce Rabbimiz “Ben insanları ve cinleri ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım”1 buyurur. Bu âyetin sırrıyla insanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmet ve gâyesi Hâlık-ı Kâinat’ı tanımak ve O’na îman edip ibâdet etmektir. İbâdetin mânâsı ise;
[Devamını Oku]
İnsanın gönül verdiği, uğruna çalıştığı davasının hak ve meşru oluşu ne kadar önemli ise kullandığı vesîlelerin, yolların, usullerin de o kadar hak ve meşru olması gerekmektedir. Âlemde kazanmanın, başarmanın doğru yolları kullanmakla, hak olan vesilelere
[Devamını Oku]
“ ... Teellümât-ı ruhâniye ise sabra, mücâhedeye alıştırmak için Rabbanî bir kamçıdır. Çünkü emn ü ye’sin vartasına düşmemek hikmetiyle, havf ve reca muvazenesinde sabır ve şükürde bulunmak için kabz-bast hâletleri celâl ve cemal tecellisinden intibah
[Devamını Oku]
“İ’lem eyyühe’l-azîz! Kur’ân-ı mu’cizü’l-beyânın büyük bir ölçüde tekrâr ettiği ihyâ-yı arz ile, toprak unsuruna nazar-ı dikkati celb ettiğinden, kalbime şöyle bir feyz damlamıştır ki, arz âlemin kalbi olduğu gibi, toprak unsuru da arzın kalbidir. Ve
[Devamını Oku]
Kâbe-i muazzama... Beytullah... Orada duruyor işte. Ölenler, değişenler, ayrılanlar, dönüşenler bir halden bir hale geçip gidiyor ama Kâbe hâlâ orada... Bu kudsî yapının maddi varlığından ziyade, arştan ferşe uzanan boyutlar ötesi hakiki varlığından bahsediyorum. Mekke’nin
[Devamını Oku]
Istılah anlamı olarak sünnet, Peygamber Efendimize (sav) nisbet edilen söz, fiil ve takrirlerin tümüdür. Takrir ise Allah Resulünün (sav) yapıldığını gördüğü bir şeye karşı sükût edip reddetmemesi demektir. Sünnetin Tanımı ve Ehemmiyeti Sünnet; sözlükte tutulan,
[Devamını Oku]
Cenab-ı Hak merhametinden ve kereminden şu yeryüzünü maddi ve manevi yaraların tedavi edildiği bir hastahane suretinde yaratmıştır. Zira nihayet derecede aciz ve fakir olan insan her an bir belaya ve bir musibete giriftar olmakla muzdardır.
[Devamını Oku]
Rabbin seni ne terk etti, ne de (sana) darıldı! (Duhâ, 3) Ey kalplerin dostu. Ey dostu olmayanların dostu. Ey en güzel dost. Ey kendisini arzulayanların dostu. Ey kendisini zikredenlerin can yoldaşı. Ey dostların can yoldaşı.
[Devamını Oku]
Hayatın zorlukları karşısında herkesin tahammül gücü aynı olmayabilir. Aklımızın zorlandığı, ruhumuzun iyice yıprandığını hissettiğimiz durumlarda zaman zaman, ilim ve irfan sahibi kişilerin görüşlerine de başvurmalı, nasihatlerine kulak vermeliyiz. Sıkıntılarımızı içimize atarak sürekli gerilmek yerine, bir
[Devamını Oku]
Üç aylar, Allah'ın kullarına sunduğu bir fırsattır Yaşadığımız hayat çoğu zaman bize dünyaya asıl geliş gayemizi unutturabiliyor. Halbuki bizler, bizi asıl gayemizden uzaklaştıracak şeylere karşı sürekli teyakkuz halinde olmalıyız ve bunların yol bulup ruhlarımızı kendi
[Devamını Oku]
“Türk ve İslâm Sanatı Eserlerini Topluca Kapsayan İlk Türk Müzesi” Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, 1914 yılında Mimar Sinan'ın en önemli yapılarından biri olan Süleymaniye Camii Külliyesi içinde yer alan imaret binasında "Evkaf-ı Islâmiye Müzesi"
[Devamını Oku]
“Biz, kısık sesleriz. Minareleri, Sen, ezansız bırakma Allahım!” Ezan, lügatte “bir şeyi bildirmek, ilan etmek” manalarına gelmektedir. Tevbe sûresinde “Ve Hacc-ı Ekber (en büyük hac) günü Allah ve Resûlünden insanlara bir ilândır ki, şübhesiz Allah
[Devamını Oku]
بِسْـــــــــــــــــــــمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ اَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِ الْعَالَم۪ينَ وَالصَّلَاةُ عَلٰی سَيِّدِ الْمُرْسَلِينَ وَ عَلٰٓی اٰلِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَعِينَ Cenab-ı Hakkın birliğine, doğru ve şüphesiz olarak inanmayı sonuç verecek şekilde ispat eden iki büyük delil (Kainat
[Devamını Oku]
“İşte, ey insan! Bu rahmeti bulan, ebedî, tükenmez bir hazine-i nûr buluyor. O hazineyi bulmanın çaresi, rahmetin en parlak bir misâli ve mümessili ve o rahmetin en belîğ bir lisânı ve dellâlı olan ve Rahmeten-li’l-Âlemîn
[Devamını Oku]
Zaman zaman çeşitli sebeplerden dolayı muhatap olduğumuz kişilerden veya çevremizden duyduğumuz, zaman zaman bizim de kullandığımız bazı sözler var; bir yanlışa, bir hataya, bir günaha kefaret gibi söylenen “BIRAKAMIYORUM, ÇOK DENEDİM OLMADI, ALIŞTIK BİR KERE,
[Devamını Oku]
Allah’a hamd olsun ki bir zilhicce ayına daha kavuştuk. Yine kimilerimize kutsal beldelere yüce bir niyetle yolculuk göründü, kimilerimiz içinse umutlar başka bir bahara kaldı. Gidemesek de veya gidip de bir daha vasıl olmak arzusu
[Devamını Oku]
O Kur’ân-ı Azîmüşşân nasıl bir bahr-i tevhîddir, bir tek katre, misâl için bir tek sûre, fakat kısa bir tek remzi, nihâyetsiz rumûzundan, bütün envâ‘-ı şirki reddeder. Hem de yedi envâ‘-ı tevhîdi eder isbat. Üçü menfî,
[Devamını Oku]
Kâinâtın gör ki te’lîfinde bir i‘câz var. Ger bütün esbâb-ı tabîiye bilfarzı’l-muhâl ola her biri muktedir bir fâil-i muhtâr, o i‘câza karşı nihâyet acz ile bil’imtisâl ederek secde ki سُبْحَانَكَ لَا قُدْرَةَ فٰينَا رَ بَّنَٓا
[Devamını Oku]
Rabbimize karşı kulluğumuzu ifa ederken şu iki duygu çok önemlidir. Bunlar -Kur’an-ı Kerimin ifadesiyle- havf ve recadır. Havf: Allah’ın azameti karşısında ürperme, korkma; reca ise rızasına, rahmet ve mağfiretine mazhar olmayı ümit etmektir. Cenab-ı Hak
[Devamını Oku]
Zikir lügatte, namı anılmak, fazl, şeref ve şan, anmak, yâd etmek, methetmek gibi manalarda kullanılmaktadır. Zikir üç şekilde olur. İnsan; dili ile O’nun (cc) güzel isimlerini anarak, Kur’an-ı Kerim okuyarak, Hak Teâlâ’ya dua ve hamd
[Devamını Oku]
İnsanların bencillik, çıkar, menfaat ve kendilerini düşünmek duygusu olan ene kuvvetleşiyor. Gittikçe o insanlarda bu durum huy haline geliyor. Bazen sinirleniyor. Bu insanların kendini görme, kendini düşünme, yalnız kendisiyle ve dünyasıyla uğraşma düşüncesi delinmez. Değişmez.
[Devamını Oku]
Zekât lügatte” taharet, bereket, çoğalma, artma” anlamlarındadır. Istılahta ise, “nisab miktarına ulaşmış bir malın muayyen bir miktarını, muayyen bir zaman sonra hak sahibi bir kısım Müslümanlara Allah rızası için tamamen temlik etmektir”. Cenab-ı Hak Kur’an-ı
[Devamını Oku]
Kur’an-ı Kerim’de birçok ayet-i kerimede infak, sadaka, tasadduk kelimelerin sıklıkla zikredildiğini görmekteyiz. İnfak, nafaka kelimesinden müştak olup, Allah yolunda muhtaçlara ayni ve nakdi yardım için malın elden çıkarılması harç ve sarfı demektir. Sadaka, Allah rızasından
[Devamını Oku]
Rahmanın en mümtaz misafirleri onlar. Halık-ı Zülcelal’in “İnsanlar içinde Hacc’ı ilân et, gerek yaya olarak, gerekse bütün uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler! (Hacc/27)” çağrısına “Lebbeyk” diye cevap veren, dünyanın dört bir tarafından
[Devamını Oku]
“O hâlde hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’ân’a) sımsıkı sarılın ve parçalanmayın! Hem Allah’ın size olan nimetini hatırlayın! Hani (siz birbirinize) düşmanlar idiniz de (Allah) kalplerinizin arasını (İslâm ile) birleştirdi; böylece O’nun nimeti sâyesinde kardeşler oldunuz.
[Devamını Oku]
Onbir aya sultan olma şerefini daima üzerinde taşımış olan Ramazan-ı şerif müminler için bir rahmet ve mağfiret ayıdır. Bereket demektir Ramazan, arınmak ve kurtuluşa ermektir. Bir başka cihetten sabır ayıdır. Faruk Nafiz Çamlıbel’in dizelerinde “maveradan
[Devamını Oku]
“Bir vakit de Rabbiniz: ‘Celalim hakkı için, eğer şükrederseniz, muhakkak size (nimetimi) artırırım...’ diye bildirmişti.” (İbrahim, 7) “Müteşekkir” kelimesi Arapça kökenli olup “teşekkür eden, iyilik bilen, teşekkür etme durumunda olan” anlamlarına gelmektedir. İslam ahlakı ve
[Devamını Oku]
Haydi, feda edelim bu bayram nefsimizin firavunlaşmış yönlerini. Kendimize çekidüzen verelim. Vazgeçelim yanlışlarımızdan, günahlarımızdan, küslüklerimizden, kin ve öfkemizden... Arınalım bu bayram, kurban olalım... Arapçada gerek maddî gerekse manevi her türlü yakınlığı ve yakın olmayı kuşatacak
[Devamını Oku]
Rasulullah (asm) şöyle buyurmuştur: “Doğruluktan ayrılmayın. Çünkü doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah katında “doğru” olarak tescillenir. Yalandan sakının! Çünkü yalan insanı kötülüğe, kötülük de cehenneme
[Devamını Oku]
Kar kimi için nar, kimi için nur olur. Diğer mevsimlerin çıkardığı gürültüleri kar tanelerindeki sesi yutma özelliği susturur. Zira yolcunun vakti dardır, bazı şeyleri düşünmesi, dinlemesi kârdır. Dünyayı arzın halifesi için mükemmel bir seyrangâh, bir
[Devamını Oku]
Allah emrettiği için, Allah’ın rızasını kazanmak için, Allah’ın habibi, Sevgili Peygamberimiz (sav) imandan sonra en çok ibadete önem verdiği için, Rabbimiz ibadete layık yegâne mabud olduğu için, Takva mertebesine erişmek için,1 Ahiret yurdunda ebedi bir
[Devamını Oku]
Herkes bilir ki sorular cevapsız kalamaz. Zira cevapsız kalan sorular, insan zihnini kemiren birer kurt gibi olur. İnsanın düşüncesini meşgul eden en önemli konulardan birisi şer yani kötülük meselesidir. Tarih boyunca insanlar arasında tartışılmış ve
[Devamını Oku]
Bütün mevcudiyetimizle onu sevmek, ona tabi olmak gerekir. Onun bu eşsiz muhabbetine en layık şey, elbette yine muhabbettir. Bütün ümmetinin hadsiz ihtiyaçlarıyla alakadar olan, her fırsatta ümmetini düşünen bu zata muhabbet etmek insanlığımızın ve imanımızın
[Devamını Oku]
Mübarek Üstadımız vazifesini bihakkın ifa edip ahirete irtihal eyledi. Fakat Risale-i Nurlar neşr-i envar-ı Kur’aniye ve imaniye vazifesine devam ediyor. Bu vazifede Nur talebelerine düşen görev ise yalnızca yazılan risalelerin şerhi, izahı, tanzim ve talimidir.
[Devamını Oku]
İnsan için ahlaki değerlerin önemi büyüktür. İnsan ancak ahlaklı bir toplumda aklen, kalben ve ruhen rahat edebilir. Huzur içerisinde yaşanabilecek ahlaklı bir toplumun meydana gelmesi ise bazı sebeplere bağlıdır. Bu hususta bize düşen görevler ve
[Devamını Oku]
“Düşmanların en korkuncu senin iki yanın arasında/içinde bulunan nefsindir.”2 Allah (cc) yolunda/Allah (cc) için veya i’lâ-yı kelimetullah için girişilen her çeşit mücadele, gayret ve cehde “cihad” diyebiliriz. Öyle ki bu mücadele, en zahir anlamı ile
[Devamını Oku]
Takva kelimesi, “veka” fiilinden gelir. Veka, ‘Korundu, kendini zararlı, acı ve eziyet veren şeylerden sakındı’ demektir. Takva, nefsi korktuğu şeyden korumaktır. Kavram olarak, kuvvetli bir himayeye girerek korunmak, nefsi günahlardan korumak demektir. Istılahtaki anlamı ise,
[Devamını Oku]
“Müminler ancak o kimselerdir ki, Allah’a ve Resulüne iman ederler, sonra şüpheye düşmezler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad ederler. İşte onlar sadık olanların ta kendileridir.” Müminlerin üzerine farz olan amellerden birisi de cihattır.
[Devamını Oku]
Besmelenin İçinde Geçen Esma-ü’l Hüsna: Besmelede Rabbimizin üç ism-i şerifi geçmektedir. Dolayısıyla besmele üç bölümden oluşuyor diyebiliriz. İki bölümüne bu sayımızda değinip üçüncü bölümü diğer sayıya bırakmış olacağız. Birinci Bölüm: بِسْمِ اللّٰهِ (Bismillah)’taki Allah lafza-i
[Devamını Oku]
Meşhurdur, Behlül Dânâ Hazretlerini üstü başının uzun bir yolculuktan dönüyormuş hissi veren haliyle görenler sormuşlar, “hayırdır, nereden geliyorsun böyle?” demiş, “Cehennemden geliyorum.” Şaşırmışlar, “Ne işin vardı cehennemde, niye gittin?” diye hem eğlenmek hem de bir
[Devamını Oku]
Müracaat edilen kalbin sözleridir. اِذَا ضَاقَتْ بِكَ الدُّنْيَا فَفَكِّرْ فٖي “اَلَمْ نَشْرَحْ” فَعُسْرٌ بَيْنَ يُسْرَيْنِ اِذَا فَكَّرْتَهُ فَافْرَحُ Dünya sana daraldığında “elem neşrâhı”[Göğsüne senin için (ilim ve hikmetle) inşirâh vermedik mi (genişletmedik mi)? ayetini] düşün.Ve
[Devamını Oku]
“O ki, hanginiz amelce daha güzeldir diye siziimtihan etmek için ölümü ve hayatı yarattı.” (Mülk, 2) Ayette beyan edildiği üzere “Bu dünya hayatı ancak (geçici) bir menfaattir; doğrusu ahiret ise, asıl kalınacak yerdir”.1 Peygamber Efendimiz
[Devamını Oku]
O risâlenin (Mu’cizât-ı Ahmediyye’nin) mezâyâsını (sözlerinin mehasinini) söylemek lâzım gelse, o risâle kadar bir eser yazmak lâzım geldiğinden, müştak olanları onu bir kere okumasına havâle ediyoruz. Çıkmadı bahr-i muhabbetden senün gibi güherİlm ü hikmet kânı
[Devamını Oku]
Rabbimizin, karşılığında bize vermeyi vaat ettiği sonsuz cennet hayatının vesilesi olan namaz için günde sadece bir saatimizi ayırmak, sence bizi usandırmalı mıdır? Yoksa “aman Ya Rabbi, ne kadar az verip, karşılığında ne kadar çok kazanıyorum”
[Devamını Oku]
Kur’an-ı Kerim’le geçen her bir zaman, yaşanan zamanların en hayırlısıdır. Telaffuz edilen, yazılan her bir harf ise onunla uğraşanın sevap defterine kaydedilen onlarca bazen binlerce hasenedir. Kur’an için yaşayan ve ömrünü Kur’an’ın basım, lafız, harf
[Devamını Oku]
“Ey nefsim acaba ömrün ebedi midir? Gelecek seneye belki yarına çıkacağına dair elinde senedin var mı? Sana namazdan usanç veren kendini şu yaşadığın hayatta ebedi zannetmendir. Keyif için dünyada ebedi kalacakmış gibi nazlanıyorsun. Eğer anlasaydın
[Devamını Oku]
“Seksen küsur sene bir ömr-ü maneviyi sizlere kazandıracak olan şuhur-u selâse-i mübârekeyi ve bilhassa bu geceki Leyle-i Regâib’i tebrik ediyoruz.”1 “Bu şuhur-u selâse, seksen küsur sene bir ömrü kazandırıyor. Elbette sizler gibi mücahidler, onu kazanmaya
[Devamını Oku]
“Kelime-i tevhid ve istiğfara sarılın ve bunları çokça yapın, zira İblis: ‘İnsanları günahlarla helak ettim; La İlahe İllallah ve istiğfar da beni helak etti...” İnsanoğlunun şeytanla mücadelesi ta Hz. Adem’e dayanır. Rabbimiz, dünyanın değişik bölgelerinden
[Devamını Oku]
İslâm’ın Hac ruknü, gücü yeten Müslümanın üzerine farz olan bir ibâdettir. Cenâb-ı Hakk, Kur’ân-ı Kerîm’de, “Gücü yeten kimsenin o evi (Kâbe’yi) haccetmesi, insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır.” buyurmaktadır. Âyetteki, “gücü yeten” ifadesi, haccın namaz gibi
[Devamını Oku]
Ben dünyayım! Feza âleminde küçük bir nokta, şemsin cezbesiyle daim dönen pervanelerden bir pervane, seyyarelerden garip bir seyyare. Ben dünyayım! Hani şu içi hayat sahipleriyle doldurulmuş misafirhane. Bir sergi, bir fihriste. Daim işleyen bir tezgâh.
[Devamını Oku]
Meryem validemiz kavminden uzaklaşıp kimsesiz bir yere ulaştığında oturup sırtını dayadığı kuru ağacı yeşertmiş, meyve verdirmiş, ayağının dibinden su çıkartmış ama ona da “Hurma ağacını kendine doğru silkele ki üzerine taze hurmalar dökülsün!” denilmiştir. Bir
[Devamını Oku]
İmansız İslâmiyet, sebeb-i necat olmadığı gibi; İslâmiyetsiz iman da medar-ı necat olamaz. Felillahi’l-hamdü ve’l-minnetü, Kur’an’ın i’caz-ı manevîsinin feyziyle Risale-i Nur mizanları, din-i İslâm’ın ve hakaik-i Kur’aniyenin meyvelerini ve neticelerini öyle bir tarzda göstermişlerdir ki dinsiz
[Devamını Oku]
İman eden kimse, imanının kuvveti nispetinde sâlih amele sarılır, ibadetlerini yapar, günahlardan uzak durur. Böylece takva mertebesine ulaşır. Takva ve amel-i sâlih dairesinde hareket eden kimse de bu vesileyle imanını kuvvetlendirir. Şimdi bu meselede öne
[Devamını Oku]
İçimdeki dünya meyli şüphesiz ki bitmeyecek. Meylimi azaltacak bir hedef göster bana. İsteklerimin kısacık dünyada değil, uzun vadeli olmasını dileyebilecek bir dil, bir irade ver. Kahrımı lütfa, cefamı sefaya, kötü huylarımı güzel ahlaka çevir. Dualarımı
[Devamını Oku]
Kalbin temizlik ölçüsünü de bizim tespit etmemize imkân yoktur. O temizliğin, göstergeleri vardır ve onları da dinin sahibi ve gönderdiği peygamberler bize öğretirler. Dinin esaslarını biz belirleyemiyoruz. “İnandık” diyorsak, dinin kaidelerine de uymamız gerekir. İstediğimize
[Devamını Oku]
İslamiyet’te üzerimize düşen işleri yapıp sonuçlarını Allah’a havale etmek , tevekküldür. Dua ise güçsüzlüğümüzü ve ihtiyacımızı ortaya koyarak Allah’a yalvarmak, bir şeyin olmasını veya olmamasını istemek demektir. Her şeyin sahibi, maliki ve yaratıcısı Allah’tır. Öyleyse
[Devamını Oku]
Üç aylar, Müslümanların manevî hasat aylarıdır.Bu aylarda yapılan dua ve ibadetler kabul edilir.Dünya ve rızık peşinde koşarken her an gelebilecekölümden gafil olmamayı bizlere ders verir. Üç aylar, hicri aylardan Receb, Şaban ve Ramazan ayları olup
[Devamını Oku]
“Hasenâtı isteyen ve iktizâ eden rahmet-i İlâhiye; ve îcâd eden kudret-i Rabbâniyedir. Suâl ve cevab, dâî ve sebeb, ikisi de Hakk’tandır. İnsan yalnız duâ ile, îmân ile, şuûr ile, rızâ ile onlara sâhib olur.” (Tılsımlar,
[Devamını Oku]
Üftâde Hazretlerinin “Ramazân Sevinci” ‘Âşıklara eydin salâ Oruç Ayı geldi yine Rahmet denizi cûş edip ‘Âlemlere doldu yine Merhabâ yâ şehr-i Ramazân, on bir ay rahmete gark olan fıtratlar, senin iklîminde oldu teskîn. (Ferdâ-yı hande!)
[Devamını Oku]
Resulüllah (sav)’in: “Oruçta riya olmaz” hadis-i şerifleri de bu gerçeği teyit eder. Böyledir; çünkü oruç hariç bütün ibadetler mutlaka bir hareketle vukua gelir. Oruç ise insanlara saklı kalan bir niyetle eda edilir. Ulemadan bazıları, “Oruç
[Devamını Oku]
Bir sanatın ustası olmak için, o sanata müteallik bilgileri elde etmek ve o bilgileri özenle uygulamak gerektiği gibi, İslam’ı yaşamak için de gerekli bilgilerle donanmak ve bunları dikkatle uygulamak gerekir.Allah Teala: “Allah, kalplerin taşıdığı en
[Devamını Oku]
“Namazını kıldıktan sonra, Cenâb-ı Rezzâk-ı Kerîm’in matbaha-i rahmetinden (rahmet mutfağından) ta‘yînâtını aramak, başkalara bâr (yük) olmamak için bizzat gitmek, güzeldir, mertliktir. O dahi bir ibadettir.”İslamiyet kişinin -helalinden kazanıp, kazandığını helale harcamak suretiyle- çalışmasını ister. “İnsan
[Devamını Oku]
Rivayet odur ki Gönenli Mehmet Efendi, Sultan Ahmet Camii’ne tayin edilince çevreyi incelemiş. Fakir ve düşkün kimseleri bulup alâkadar olmak istemiş. O civarda oturan âmâ (kör) bir kimse olduğunu öğrenince ziyaretine gitmiş. Selâm verip:- Efendim
[Devamını Oku]