Bediüzzaman Hazretleri
“Ben kendimi beğenmiyorum; beni beğenenleri de beğenmiyorum. Cenâb-ı Hakk’a çok şükür, beni kendime beğendirmemiş.” Bedîüzzaman Saîd Nursî Hazretleri Ben Kendimi Beğenmiyorum Bedîüzzaman Hazretleri, Mektûbât isimli eserinde kendisini ziyarete gelenlerden bahsederken; bazılarının şahsını mübarek ve makam
[Devamını Oku]
Meselâ sen hiç kâtibi olmayan bir kitap gördün mü, dedik. Hayır, dedi. Sen hiç ustası olmayan binâ gördün mü, dedik. Hayır, dedi. Peki, gördüğün milyonlarca kitabın her birisinin muhakkak bir kâtibi var, velev görmesen de
[Devamını Oku]
Demek akıl ve fikrin tam nurlanması ve istikameti yakalaması manevî kalp ile olmaktadır. Yoksa beynimizin kıvrımları ve nöronları arasından ilim ve basîret ortaya çıkmaz. Kalp, vahye ve ilhama mazhar olduğundan, insanlık içinde gerçek münevverler ve
[Devamını Oku]
Demek îman mü'mine cenneti kazandırdığı için bir Tuba-i cennet çekirdeğini taşıyor. Belki cennetin bir çekirdeği hükmüne geçiyor. Mü'minin kalbinde bir cennet olarak bulunuyor ve cennetin lezzetini, saâdetini ona tattırıyor. Küfür ise bir zakkum-ı cehennem tohumu
[Devamını Oku]
Bedîüzzaman Hazretleri hayatını ‘eski Said' ve ‘yeni Said' olarak iki devreye ayırır. Genel olarak Osmanlı döneminde yaptığı çalışmalar Eski Said devresine rastlarken, Cumhuriyet döneminde yapmış olduğu hizmetler Yeni Said devresine ait olan hizmetleridir. Biz burada
[Devamını Oku]
Ey bizi nimetleriyle perverde eden sultanımız! Bize gösterdiğin nümunelerin ve gölgelerin asıllarını, menba'larını göster. Ve bizi makarr-ı saltanatına celbet. Bizi bu çöllerde mahvettirme. Bizi huzuruna al. Bize merhamet et. Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada
[Devamını Oku]
Hüzün sanki çok garip bir şey gibi hayatınızın orta yerine düştüğünde deyin ki kendinize; “Kim söyledi sana, yaşamanın kolay bir şey olduğunu?” Bakara Suresi 155. Ayet-i Kerime'de Rabbimiz buyuruyor; “Sizi mutlaka biraz korku ve açlık,
[Devamını Oku]
Einstein'ın önce arıtıp sonra tahta çıkardığı esir kavramı: Onun temel fizikteki rolü yirminci yüzyıl ilerledikçe daha çok genişledi. O şimdi yeniden isimlendirilerek ve zayıfça gizlenerek, kabul edilen temel fizik kanunlarını ihata etmektedir. Ve çok ciddi
[Devamını Oku]
Başarılı Olanlar Doğruyla yanlışı ayırt edebilen Zaman geldiğinde akıntının tersine gidebilen İnsanlarla iyi iletişim kurabilen Sosyal yönü güçlü olan, araştırmayı seven Kendini geliştirmeye hevesli olan Olaylara geniş açıdan bakabilen Yaşadıkları olaydan ders alabilen Sürekli araştırma
[Devamını Oku]
LEMAAT TAHLİLLERİ-11 Şu İslâm milletinin geçmişte yaşadığı felâket ve mağlubiyetler, hususen 1. Dünya Savaşı'ndaki mağlubiyet, sonrasında gelen felaketler ve İslâm birliğinin dağılması hadiseleri, gelecekte İslâm âlemine bir saadet ve bağımsızlık getirecek. Bu felaketler, âyet ve
[Devamını Oku]
www.sorusorcevapbul.com SORU: ALLAH'IN (cc) MELEKLERE İHTİYACI MI VAR? (hâşâ) HER ŞEYE GÜCÜ YETTİĞİ HALDE KÂİNATTAKİ İŞLERİ NİÇİN MELEKLERİNE YAPTIRIYOR? CEVAP: Bir şeyin olmasını murad ettiği zaman, Onun işi sadece ‘Ol' demektir; o da oluverir. (Yasin,
[Devamını Oku]
Evet, insan bir askerdir. Askerlik vazifesi başka, hükumetin vazifesi başkadır. Askerlik vazifesi talim (eğitim), cihad gibi dini ve vatanı koruyacak işlerdir. Hükumetin vazifesi ise, askerin erzakını, libasını, silâhını vermektir. Binaenaleyh (buna göre) erzakını temin etmek
[Devamını Oku]
Hz. Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: Rasulullah (asm) Benî İsrail'den bin dinar borç para isteyen bir kimseden bahsetti. Benî İsrail'den borç talep ettiği kimse: Bana şâhidlerini getir, onların huzurunda vereyim, şahid olsunlar! dedi. İsteyen ise: Şâhid
[Devamını Oku]
Mecelle; Osmanlı Devletinde, Ahmed Cevdet Paşa Başkanlığındaki ilmî bir heyet tarafından, islâm hukukuna bağlı kalınarak hazırlanan ve asıl ismi Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye olan meşhur bir kânunnâmedir yani bir kanun kitabıdır. Mecelle, lügatte; risale, mecmua, kitap
[Devamını Oku]
ÇOCUKLUK YILLARI Bitlis vilâyetine tâbi Nurs köyünde doğan ben, dokuz yaşından beri şefkatli vâlidemi görmediğimden sohbetinde bulunamadım. O hürmetli muhabbetten mahrum kaldığım ve üç hemşiremi de onbeş yaşımdan sonra göremedim. Ömrümde mücerred kaldığımdan dünyada çocuklarım
[Devamını Oku]
Bedîüzzaman ile Urfa şehri arasındaki münasebeti bilmeyenimiz pek azdır. Urfa, tarihi ihtiva eden bir şehir olması ve bu tarihi seyir içinde pek çok hadisenin yaşanması hasebiyle tarihimizin sayfalarında altın harflerle yazılıp yâd edilmiş ve pek
[Devamını Oku]
İrfan Mektebi'ni Risâle-i Nur Üniversitesi'nin bir meyvesi, bir yayını, bir eğitim tarzı olarak görüyoruz. Bu vesile ile İrfan Mektebi'nin aslı olan Risâle-i Nur Üniversitesi hakkında 1950'lerde Eşref Edib (Fergan) tarafından kaleme alınıp Sebilü'r-Reşad gazetesinde ve
[Devamını Oku]
Câhiliye denilen müşriklere ve kâfirlere ait ırkçılık, birbirine dayanıp yardım eden gaflet, dalâlet, riyakârlık ve zulümden yoğrularak oluşturulmuş bir macundur. Bunun için milliyetçiler, milliyeti ilâh kabul ediyorlar. Hamiyet-i İslâmiye denilen müsbet İslâmî milliyetçilik ise iman
[Devamını Oku]
BEDİÜZZAMAN DİYOR Kİ: "Mevlid-i Nebevî ile Mi'raciyenin okunması, gayet nâfi' (faydalı) ve güzel âdettir ve müstahsen (beğenilen) bir âdet-i İslâmiyedir. Belki hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyenin (islamî sosyal hayatın), gayet latif ve parlak ve tatlı bir medar-ı
[Devamını Oku]
Okuyucuya bir keşfin zevkini tattırmak, gerçek dostlara, yani layık olanlara seslenmek, bezirganları mabede, başka bir tabirle avamı fildişi kuleme sokmamak arzusu. Doğu, irfanı hisarlarla kuşatır, emanetleri ehline tevdi etmek imanın şiarıdır. Bu duyguda gururla tevazu,
[Devamını Oku]
Din, bedenî zevkleri yasaklar mı? Helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur. BEDİÜZZAMAN SAİD NURSÃ www.risaleonline.com Bir insanın dünya hayatında mutlu olması hem bedensel zevklerinin hem de ruhsal yönden tatminiyle mümkün
[Devamını Oku]
VAZİFEYE BİNAEN DERS VEREN, IŞIK ALINAN RÜYÂLAR Rüyâlarda hakîkatlerin bir kısmı ders verici mahiyettedir. Bir meseleyi teyid, hatırlatma, ikaz mahiyetinde olabilirler. Özellikle vazifedar insanlara bu konuda Cenâb-ı Hakkın ihsanları çoktur ve çok olmuştur. Yavuz Sultan
[Devamını Oku]
ÖLÜMLE KALIM ARASI BİR KARIŞ II. Murat, devlet işlerinden bunalmış, öfkelenmiş; sinirleri tepesine çıkmış bir halde, Üsküdar'a geçmek üzere veziriyle birlikte kayığa binmiş. Vezir, Sultan'ı neşelendirsin diye kayığa zevzeğin birini almış; ancak iyice de tembihlemiş:
[Devamını Oku]
Bedîüzzaman Hazretlerinin, Risâle-i Nur'un üstadlarından biri dediği Abdülkâdir-i Geylânî Hazretleri, o derece yüksek bir mertebeye mâlik ve o derece hârika bir keramete mazhardı ki, kâfirlerin bir kısmı demişler: "Biz İslâmiyeti kabul edemiyoruz; fakat Abdülkadir-i Geylânî'yi
[Devamını Oku]
Bilhassa bu son ifadelerdeki tahavvülat, harekât ve izhtizazat terimleri ise bize çok şey söylemektedir. Bedîüzzaman Hazretleri burada açıkça Sicim Teorisinde ifade edilen parçacıkların dalgalanmalarından, titreşimlerinden bahsetmektedir. Bilhassa ihtizazat kelimesi hafif titremeler, deprenmeler, harekete geçmeler, sallanmalar
[Devamını Oku]
Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki: Sizden hanginiz en doğru sözlü ise onun rüyası da en doğrudur. Buradaki doğru sözlü den ifade edilen yalan söylemeyen, gıybet etmeyen, sözünde duran, dosdoğru olan insanlardır. Resul-ü Ekrem Efendimiz (asv), yalanların
[Devamını Oku]
Yalnızca Allah'ın rızasını esas almıştır. İnsanlar arasında birlik, muhabbet, uhuvvet ve tesanüt olması gerektiğini vurgulamıştır. Cemiyetler arasında ihlâs, sadakat, metanet ve fedakârlık gibi hasletlerin yerleşmesine önem vermiştir. Şevk, şükür ve ümitten önem verilerek bahsetmiştir Cemiyetin
[Devamını Oku]
Ramazan-ı Şerifte ise, ehl-i iman birden muntazam bir ordu hükmüne geçer. Sultan-ı Ezelî'nin ziyafetine davet edilmiş bir surette akşama yakın Buyurunuz emrini bekliyorlar gibi bir tavr-ı ubudiyetkâranegöstermeleri, o şefkatli ve haşmetli ve külliyetli rahmaniyete karşı,
[Devamını Oku]
LEMAAT TAHLİLLERİ-8 Eğer o maddeciler doğrudan doğruya, bu koca âlemin, ondaki düzenin ve yaratılmışların her birinin, zerreler ordusunun şuursuz hareketleri sonucu ortaya çıkması ve milyarlarca yıldır bu düzenin devam edip gitmesi hakikaten mümkün mü? diye
[Devamını Oku]
Osmanlıda Ramazan Osmanlı saray mutfağından, padişahın özel ikramı olmak üzere, Ramazan boyunca ihtiyaç sahiplerine her gün on beş bin kişilik yemek dağıtılır; yalnızca etli pilav için günde 50 koyun, 4 sığır kesilir; 60 aşçıbaşı, 200
[Devamını Oku]
MÜLÂKAT: Züleyha ÖZDEMİR Risâle-i Nur'daki her hakikat hem akla, hem kalbe, hem de ruha hitap ediyor. İslâm'ı akla yatkın açıklamalarla anlatıyor. İslâm ve pozitif ilimleri birleştiriyor. Bilgileri hap şeklinde hazır olarak veriyor ve size bunları
[Devamını Oku]
Karıncayı emirsiz, arıları ya'subsuz bırakmayan kudret-i ezeliye, beşeri de sahipsiz bırakmamış. Her biri insanlığın bir yıldızı, bir taifenin gözü ve bir milletin azizi olan 124 bin peygamberi insanlığa rehber olarak göndermiş. Bu peygamberler silsilesinin son
[Devamını Oku]
Risâle-i Nur'un kahramanı Husrev, benim bedelime ölmek ve benim yerimde hasta olmak samimî ve ciddî istiyor. Ben de derim: Te'lif zamanı değil, şimdi neşir zamanıdır. Senin yazın, benim yazımdan ne derece ziyade ve neşre faideli
[Devamını Oku]
LEMAAT TAHLİLLERİ-7 İslâmiyet Evliyâlara, Nasraniyet Azizlerine Tarz-ı Nazarlarını Muvazene Hıristiyanlığa tabiat felsefesi bulaştığı için dindar olmak için benliği kırmak gerekmiyor. Hakîkî tesir ve kemal sahibi yalnız Allah'tır diye bir düşünce olmayınca meydan enelere kalıyor. 1-
[Devamını Oku]
Büyük bir gemi düşünün, bir limandan diğer bir limana aldığı yükü taşıyan büyük bir gemi... Kaptanı, o güzergâhta ne kadar tecrübeli olsa da bir seyir haritası mevcuttur; mümkün oldukça o seyir haritası takip edilerek yolculuk
[Devamını Oku]
Yavuz Sultan Selim, 1467 tarihinde Amasya'da doğdu. Küçük yaştan itibaren Kur'an-ı Kerim, tefsir, hadis ve fıkıh dersleri yanında yüksek fen ilimlerini de öğrendi. Arabî ve Farisî'yi mükemmel bir şekilde konuşurdu. Edebiyata fazlasıyla meraklıydı. Biri Türkçe,
[Devamını Oku]
Evet, siyasetin riyakâr yüzü, dünya hayatının tek gözlülüğü, felsefenin dinsiz yönü nazarları değiştirmiştir. Her şeyi nefsi ve dünyası için gören fert ve toplumlar yetiştirmiştir. Nazarların değişmesi, beklentileri ve talepleri de etkilemektedir. Görenekle açığa çıkan arzu
[Devamını Oku]
Risâle-i Nur'un mühim bir vazîfesi, âlem-i İslâmın ekseriyet-i mutlakasının yazısı ve hattı olan huruf-u Arabiyeyi muhâfaza etmektir Risâle-i Nur hizmetinin ruhu ve esası Kur'ân'a hizmettir. Hazret-i Üstâd'ın bu çerçevede son derece önem verdiği maksadlarından biri
[Devamını Oku]
Avrupa'da yeni çağda başlayan felsefî çalışmalar ve tartışmalar, 19. yüzyılda materyalizm ve pozitivizmde düğümlendi. Kilise, Allah'ın varlığını inkâr eden bu felsefelere karşı koyamadı ve zaman içerisinde batı toplumlarındaki tesirini yavaş yavaş kaybetti. 19. yüzyıldan itibaren,
[Devamını Oku]
Isparta vilayetinde kıymettar kardeşlerimin kucaklarında, teslim-i ruh edip, o mübarek toprakta defnolunmamı kalben niyaz ettim. Isparta benim için taşı-toprağı ile mübarektir onun için ben kabrimi o havalide istiyorum. Bedîüzzaman Said Nursî (rh) KABİR ZİYARETİ İslâmiyet'in
[Devamını Oku]
Hepimiz “Boş vakitlerinizi nasıl geçiriyorsunuz?” sorusuna sıklıkla muhatap olmuşuzdur. Şimdilerde ise zaman sıkıntısı, vakit yetersizliği had safhaya gelmiş durumda. Kıpır kıpır içimizde kaynayan meşguliyet hissinin, ifrat derecede tahrik edilmesiyle baş gösteren zaman israfı, hayatımızdaki bereketi
[Devamını Oku]
“Cumhuriyet hakkında fikrin nedir?” Ben de dedim: “Eskişehir mahkeme reîsinden başka, sizler daha dünyaya gelmeden ben dindâr cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki târîhçe-i hayatım isbat eder.” Hulâsası (özü) şudur: O zaman, şimdi gibi bir türbe kubbesinde inzivâda
[Devamını Oku]
Niçin Sokrat bu kadar büyüktür? Bir fikir uğruna hayatı hakir gördüğü için değil mi? Said Nûr en az bir Sokrat’tır; fakat İslâm düşmanları tarafından bir mürteci‘, bir softa diye takdîm olundu. Onlara göre büyük olabilmek
[Devamını Oku]
Bugüne kadar hastalar için, tıp fakülteleri kurulup doktorlar yetiştirilmiş, kemik hastanelerinden göz hastanelerine, kalp hastanelerinden tâ akıl hastanelerine kadar üstün donanıma sahip çeşit çeşit hastaneler kurulup binlerce insan istihdam edilmiştir. İnsan sağlığı kutsal kabul edilip
[Devamını Oku]
KUDRET-İ İLAHİYE ZATİYEDİR Sual: 29. Söz’deki şu cümleyi izah eder misiniz? “Bir şey zâtî olsa, onun zıddı o zâta ârız olamaz. Çünkü içtimaü’z-zıddeyn olur; o da muhâldir. İşte bu sırra binaen, madem kudret-i İlâhiye zâtiyedir
[Devamını Oku]
1900 senesinde İngiliz Müstemlekât Nazırı Gladston’un “Bu Kur’ân, Müslümanların elinde kaldıkça biz onlara hakikî hâkim olamayız. Ya Kur’ân’ı ortadan kaldırmalıyız veya onları Kur’ân’dan soğutmalıyız!” meâlindeki sözlerini bir gazetede okuyunca İslâm Âlemi’nin karşı karşıya kaldığı bu
[Devamını Oku]
Hayy, lügatte diri, canlı manasına gelir. Allah’ın sıfatlarından olup devamlı var olan, kesintiye uğramayan, varlığı ezeli ve ebedî olan demektir. Hayy, bütün yönleriyle tam bir hayata sahip olan demektir. İşitme, görme, kudret ve irade sahibi
[Devamını Oku]
Bu suallere bir makale içinde kısaca cevap vermek pek de kolay olmayan bir iştir. Çünkü Hazret-i Üstad seksen üç yıllık hayatında, pek çok dönemleri olan, pek çok hizmetler, tehlikeler ve maceralarla ve kendisine Bedîüzzaman, (zamanın
[Devamını Oku]
Rabbimiz, Hâlıkımız her yüz senede dinini tecdid ederek kuvvetlendirecek bir müceddidi göndereceğini Resûlü (asm) vasıtasıyla bizlere müjdelemiştir. İmam-ı Gazalî (ra), Abdülkâdir Geylanî (ra), İmam-ı Rabbanî (ra), Mevlâna Celaleddin-i Rûmî (ra), Mevlâna Hâlid-i Bağdâdî (ra) gibi
[Devamını Oku]
Birkaç gündür, acılarımıza zehirler katan ve ciğerlerimize şişler ve hançerler saplayan ve gözyaşlarımızı kızıl ırmaklara çeviren acı ve kara haberler almaktayız. Işığında derdimize devalar aradığımız o mübarek ay, akıbet husufa mı uğruyor? Nuruyla bu güzel
[Devamını Oku]
Küçüklüğümde tanımıştım ipekböceğini. Dut ağacının yapraklarından toplayıp getirir, yemelerini seyrederdik. İpekböcekleri, zamanı geldiğinde çalı tabir edilen küçük dallar veya bir araya getirilmiş ot parçalarına çıkarlar, kozalarını örerlerdi. O yaşlarda sadece pazara kadar gelişlerini bilirdim. Ötesi
[Devamını Oku]
Hıfz ve hâfıza İslâmî ilimlerde, bilhassa hadîs ilminde en mühim özelliklerindendir. Kur’ân-ı Kerîm’i sekiz günde ezberlemiş olan İmam Zühri (rh): “Kalbime tevdî‘ ettiğim ilimlerden hiç birini unutmadım. Hiçbir sözü, bir âlimin ağzından dinledikten sonra, bir
[Devamını Oku]
Büyüklük, insanın yaşından gelebildiği gibi bulunduğu makamdan da gelebilir. İnsan yaşça büyük olabilir. Büyük bir makamda da bulunabilir. Bunlar o insanın büyük olduğunu tam manasıyla göstermez. Yaşça büyük bir insanın büyüklüğü, küçüklerine karşı gösterdiği merhamet
[Devamını Oku]
Bakılan yer aynı olsa da taktığımız gözlükler nedeniyle farklı görüntüler elde edebiliriz. Pembe gözlüklü birisinin gördüğü ile mercekli gözlüklü birinin gördükleri aynı değildir. Öyleyse bakılan nesneden ziyade kişinin bakış açısı ne gördüğünü belirlemektedir. Bu konuyu
[Devamını Oku]
Minik gözlerini kapamış ve tatlı bir rüyaya dalmıştı. Yemyeşil çimenleri, rengârenk çiçekleri, şırıl şırıl akan suları hayal ediyordu. Tertemiz havayı içine çekerken göğe doğru uzanan meyve yüklü dallarını hayranlıkla seyrediyordu. Tam bu sırada, “Off, çok
[Devamını Oku]
Aylardan zannediyorum, 1983 Ağustosu idi. Askerliğimin bitmesine 10-15 gün kadar kalmıştı. İzinliydim. Hocamız Hulusî Ağabey'i ziyâret etmemizi, ilk baskısı henüz tamamlanan Tevâfuklu Kur’ân’dan bir nüsha hediye götürmemizi, bu vesile ile de yapılan hizmetlerden bahsetmemizi, Üstadımız'ın
[Devamını Oku]
Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahim Elhamdülillahi Rabbi’l-âlemin. Vessalâtü vesselâmü alâ rasûlinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ecmaîn. Hayrat Vakfı’nın geleneksel olarak tertip ettiği “Risâle-i Nur’da İman Hakîkatleri” konulu 3. Milletlerarası Bediüzzaman Sempozyumu’na Malezya, Kamboçya, Mısır, Suriye, Sudan, Yemen,
[Devamını Oku]
Sevgili kardeşlerim ve kıymetli misâfirler! Hakka hizmet, büyük ve ağır bir defineyi taşımak ve muhâfaza etmek gibidir. O defineyi omzunda taşıyanlara ne kadar kuvvetli eller yardıma koşsalar daha ziyâde sevinilir ve memnun olunur. Üçüncüsünü tertip
[Devamını Oku]
A. Ãmanın artması ve eksilmesi : Ãman sâlih amellerle ve ilmî çalışmalarla artabilir veya günahlarla meşguliyet neticesinde azalabilir. Kur'ân'ın bazı âyetlerinde îmanın artmasından bahsedilmiştir. Örneğin bir âyette şöyle buyrulur: Gerçek mü'minler öyle kimselerdir ki, Allah
[Devamını Oku]
Bedîüzzaman, zamanın eşsizi, garibi mânâlarına gelir. Bu lakap Üstad Hazretleri’ne Molla Fethullah tarafından üstün zekâsı ve hâfızası münâsebetiyle verilmiştir. Ve Üstad Hazretleri bu lakaba ziyâdesiyle lâyıktır. Buna da hayatı, eserleri ve en müşkil sorulara verdiği
[Devamını Oku]
Hâfız Ali’nin (rh) Hz. Üstad ile tanışması Hayvanları harmana sürmeden önce yaylada otlatırlarmış ve bu çobanlara normal vakitten biraz daha fazla ücret verirlermiş. Birgün, Hâfız Ali Ağabey, harman zamanında çobana hayvanını sorar, çoban, ona senin
[Devamını Oku]
Aklımdan, o korkunç kaza ve şehid olan gencecik ağabeyimiz hiç çıkmıyordu. Bedîüzzaman Hazretleri: "Eğer dostlardan ayrılık olmasaydı, ölüm ruhlarımıza yol bulamazdı ki gelsin bizi alsın. Demek en ziyade insanı öldüren, ahbaptan ayrılıktır.” buyuruyor. İşte ben
[Devamını Oku]
Bedîüzzaman Said Nursî Hazretleri, hayatı boyunca ilminin büyüklüğü ile kendinden söz ettirmiş büyük bir İslâm âlimidir. Müthiş bir zekâ ve hâfızaya sahipti. Sorulan en ağır suallere dahi hiç tereddütsüz anında cevap verebiliyordu. Zekâsındaki bu olağanüstülüğü
[Devamını Oku]
Bedîüzzaman Said Nursî Hazretleri Risâle-i Nur hizmeti ile bu ülkenin sarsılan manevî dinamiklerini tekrar sağlam temeller üzerine oturtmuştur. Peki, “Kur’ân’ımız yeryüzünde cemâatsiz kalırsa Cenneti de istemem orası da bana zindan olur” diyen Üstadımızın takipçileri olan
[Devamını Oku]
Sempozyum, 5-6 Haziran tarihlerinde Hayrat Vakfı tarafından Konya Mevlana Kültür Merkezi’nde birbirinden değerli tebliğlerle gerçekleştirildi. Sempozyumun yapıldığı iki günde, ikişer olmak üzere toplam dört oturum gerçekleştirildi. Cumartesi gününde Açılış Oturumu, Hâfız İshak Danış’ın Kur’ân-ı Kerim
[Devamını Oku]
HUSREV EFENDİNİN BEDÎÜZZAMAN HAZRETLERİYLE TANIŞMASI Yıl 1926. Bedîüzzaman Hazretleri Barla’ya sürgün olarak getirilmişti. Teşrifinden önce Isparta’nın büyük evliyaları haber vermişti. Isparta’da bu zâtın varlığından haberi olmayan kalmamıştı. Uçsuz bucaksız çöllerin misâfir edemediği, suların kandırmadığı Husrev
[Devamını Oku]
Bedîüzzaman Hazretleri üç devir görmüş, sosyolojik birçok hâdiseye şâhid olmuş, olayların arka planlarını okuyabilmiş, islâmiyet adına en zor dönemde tavizsiz yaşamış ve arkasında bütün insanlığa referans olacak Risâle-i Nur Külliyatı’nı ve bu eserden hakkıyla yetişmiş
[Devamını Oku]
Bir duvar örülürken mutlaka görmüşsünüzdür; usta elindeki projeye göre, önce en alta sağlam bir tuğla yerleştirir, üstüne harç koyar, onun üstüne bir tuğla. Yine harç yine bir tuğla. Bir daha tuğla bir daha harç derken
[Devamını Oku]
Bedîüzzaman Hazretleri hicrî 14. asırda yaşamış büyük bir islâm âlimidir. Ehl-i sünnet itikadını muhâfazaya çalışan son devrin en mühim simalarından biridir. 80 küsur senelik bütün ömrünü îman ve Kur’ân hizmetine vakfeden bu dava adamının ikametgâhına
[Devamını Oku]
Yazmasam unutacaktım. Utanacaktım sonra, yazmasam. Ne kolay geliyor insana masa başında oturup bir mâziyi sorgulamak! Ya alkış ya nefret! Uzaktan ne de hoş geliyor savaş sesleri! Biz onların çektiklerini çektik, öyle mi? Bir okuyucu olarak
[Devamını Oku]
BUNLARI YAPANA ZARAR GELMEZ Ahmakla dostluktan sakın, çünkü o sana faydalı olmak isterken zarar verir. Yalancıyla dost olma. Zira o senden uzak duranı sana yakınlaştırır. Cimriyle de dostluk kurma, zîra ihtiyaç duyduğun şeyi senden uzaklaştırır.
[Devamını Oku]
Günümüzde pek çok kimselerin Üstad Bedîüzzaman’a yerli yersiz hücum ettiklerini uzun zamandan beri görüp duyuyoruz. Hücumda bulunanların bir kısmının garazkâr olduğu, insaf ve edep sınırlarını tanımadığı, üstelik risâleleri doğru dürüst okumadıkları, bazen da okusalar bile
[Devamını Oku]
Malum olduğu üzere, her bir idâreciye karşı ayrı ayrı muamelede bulunan üç sınıf insan vardır. Birisi, tefrit ederek düşünmeden aklını idârecinin cebine koyarak yanlış-doğru her yaptığına destek vererek hata eder. Diğeri ifrat ederek, yanlış veya
[Devamını Oku]
Eddai "Bu zamanda şan Şeref perdesi altında riyakarlık yer aldığından azami iblas ile bütün bütün enaniyeti terk lazımdır dostlar uzaktan ruhuma Fatiha okusunlar manevi dua ve ziyaret etsinler kabrimin yanına gelmesinler Fatiha uzaktan da olsa
[Devamını Oku]
Âlemlerin Rabbi olan Allah (cc), tevhid inancını dünya var oldukça muhafaza edecek olan Habibi Peygamber Efendimiz (asm)'in ümmeti için şöyle buyuruyor "Sonra biz o kitabı kullarımızdan seçtiğimiz kimselere [Muhammed'in (asm) ümmetine] mîras olarak verdik. Onlardan
[Devamını Oku]
METODOLOJİNİN ÖNEMİ İnsanlar amaçlarına ulaşmak veya bir meçhulü keşfetmek istediğinde rastgele hareket ettikleri takdirde arzularına kavuşmaktan mahrum olurlar. Hedefe ulaşmak doğru yöntemlerin rehberliğinde mümkündür. Menzile varmak doğru usuller iledir. Onun için insan isteklerine ulaşmak konusunda
[Devamını Oku]
HERŞEY DİKKATLE İŞİNİ YAPIYOR Bütün dinlerde önce var oluş problemi çözülür. Düşünceler imar edilir. Bir Yaratıcı tasavvuru ortaya konur. Eğer zihninizde bir Allah tasavvuru ve buna dayalı olarak adalet düşüncesi yoksa elinizde tuttuğunuz terazinin pek
[Devamını Oku]
Bediüzzaman Hazretleri, Resul-ü Ekrem (asm)'ın mübarek neslinden gelen bir seyydir ve Âl-i Beyt'e mensubdur. Öncelikle kendilerinin seyyidlikle ilgili bazı görüşlerini nakletmek istiyoruz. Üstadın önde gelen talebelerinden Albay Hulusi Efendi, dedelerinden birisinin imzasını Seyyid Muhammed olarak
[Devamını Oku]
İSTİŞÂRENİN EHEMMİYETİ Dağları görmek için ovalara inmek, ovaları görmek için dağlara çıkmak gerekir. Dağdaki insanın gördükleriyle, ovadaki insanın gördükleri nasıl farklıysa, toplum hayatında değişik yerlerde duranların, şahsi veya toplumsal olayları algılama ve değerlendirmeleri de o
[Devamını Oku]
Aziz Üstad’ın vefatından iki ay sonra, 27 Mayıs 1960 askerî darbesi gerçekleşti ve Demokrat Parti iktidardan uzaklaştırıldı. Askerî darbe ile birlikte memlekette yeni bir zulüm devri daha başlamış oldu. Bu zulüm çarkı o kadar şiddetliydi
[Devamını Oku]
İmam Hatip Liseleri yıllardan beri büyük bir boşluğu dolduruyor ülkemizde. Bu okullar olmasaydı, ülke gençliğinin büyük bir çoğunluğu dinini, inancını öğrenemeyecekti belki de. Dinin öcü olarak gösterildiği, irtica yaygaralarının kopartıldığı o dehşetli günlerde bile İmam
[Devamını Oku]
ÜSTAD'IN BARLA'YA SÜRGÜNÜ Bedîüzzaman Hazretleri, 1927 yılının Mart ayında Barla’ya sürgün edildi.1 Bu sürgün tesadüfî değildi. O, hükümet merkezinden uzak, ulaşım zorluğu olan, tecrid edilmeye müsait, tanınmadığı bir yere gönderildi. İnsanlar üzerinde etkili olmaması için
[Devamını Oku]
Âhirzaman asrının büyük iman müceddidi Üstad Bediüzzaman Hazretleri ile onun Hayru’l-Halefi ve Nur Talebelerinin ikinci Üstadı olan Ahmed Hüsrev Efendi arasında, hayatları boyunca fevkalade bir hizmet birlikteliği olmuştu. Bütün Nur Talebeleriyle beraber, milletin imanını kurtarmak
[Devamını Oku]
Risale-i Nurlar ve Bediüzzaman özellikle sosyal bilimler konusunda irdelenecek çok şeyleri içerisinde barındırmaktır. Çünkü bu hareket, sadece dini bir hareket değildir. Aynı zamanda sosyolojik bir harekettir, kültürel bir harekettir. Bir dönüşüm ve ihya hareketidir. Paylaşılamayan
[Devamını Oku]
Milletlerin gelecek ümidi gençlerdir. Ülkeler, medeniyette ilerlemeyi ve yükselmeyi, gençlerin gayretlerinden bekler. Onun için gençlik, yaşamın bir anı, bir dönemi değil, istikbaldir. Yarınki tarihin şimdinin gençlerinden beklentisi vardır. Bir milletin ruhu, kuvveti, hakikati gençleridir. Bundan
[Devamını Oku]
“Risale-i Nur'un mühim bir vazifesi, âlem-i İslam’ın ekseriyet-i mutlakasının yazısı ve hattı olan huruf-u Kur'âniyeyi muhafaza etmek” olarak tanımlanmıştır, Risale-i Nurlarda. Diğer taraftan “Risale-i Nur'a intisab eden zâtın en ehemmiyetli vazifesi, onu yazmak veya yazdırmaktır
[Devamını Oku]
Merhaba arkadaşlar,Sizlerle birlikte olmak çok güzel bir duygu. Kış mevsiminin kendini iyiden iyiye hissettirdiği şu günlerde okuldan arda kalan vaktimin çoğunu evde geçiriyorum. Kışın hastalıklara karşı dirençli olmak için bol bol meyve yiyorum ve odamda
[Devamını Oku]
Kalem, İlahî kelamı yazıya döktüğü günden bu yana mübârek addedildi. Kur’ân-ı Kerîm’de, kaleme ve yazdıklarına yemin etti Rabbimiz. Nun’un aşkına yazageldi hep kalemler, hak ve hakikati. Ve o mübârek kalem nice sırlara şâhit oldu bu
[Devamını Oku]
Bedîüzzaman Hazretleri hayatını iki döneme ayırır. Ömrünün ilk 44 senesini “Eski Said”, bundan sonra 83 yaşında vefat edinceye kadar geçen 39 senesini “Yeni Said” olarak isimlendirir. Eski Said döneminde; toplum hayatına aktif bir şekilde katılan,
[Devamını Oku]
Her insanın içinde hakkı arama, işin hakikatini ve doğrusunu öğrenme merakı vardır. Hakkı aradığı gibi, hakkın kendi tarafında olmasına ve haklı olanın kendisi olmasına da son derece iştiyakı ve arzusu vardır. Peki, acaba hakkı bulmak,
[Devamını Oku]
Milletlerin gelecek ümidi, gençlerdir. Ülkeler, medeniyette ilerlemeyi ve yükselmeyi, gençlerin gayretlerinden bekler. Onun için gençlik, yaşamın bir anı, bir dönemi değil, istikbaldir. Yarınki tarihin, gençlerden beklentisi vardır. Bir milletin ruhu, kuvveti, hakikati gençleridir. Bundan dolayıdır
[Devamını Oku]
Yıl 1926. Bedîüzzaman Hazretleri Barla'ya sürgün olarak getirilmişti. Teşrifinden önce Isparta'nın büyük evliyaları haber vermişti. Isparta'da bu zatın varlığından haberi olmayan kalmamıştı. Uçsuz bucaksız çöllerin misafir edemediği, suların kandırmadığı Hüsrev Efendinin ruhu, kamil bir mürşid
[Devamını Oku]
Sahâbe efendilerimiz Peygamber aleyhissalatü vesselam'a çok derin bir sevgi ile bağlıydılar. O, (asm) onlara her şeyden daha sevgiliydi. Huzurunda otururlarken sanki başlarının üstünde bir kuş var da uçacakmış gibi dururlardı. Başlar hep önde ve edeple
[Devamını Oku]
Bedîüzzaman Hazretleri'nin hayatının da neredeyse 30 yılı sürgünlerde geçmiştir. Bu yazıda Kastamonu mecburî ikameti anlatılacaktır. 1936 yılının Mart ayında Bedîüzzaman Hazretleri Eskişehir hapishanesinden çıktıktan sonra Kastamonu'ya mecburî ikamet (sürgün) için gönderildi. Üstad 59 yaşındaydı. Geleneklerine
[Devamını Oku]
Suçu neydi ki O'nu şehir şehir dolaştırdılarHapse atmak için inceden inceye araştırdılarYemeğine zehir katıp öldürmeyi kararlaştırdılarHayatı zindanlarda geçen Üstad Bedîüzzaman. Minnet altında kalmamak için hediye kabul etmediDünyayı elinin tersiyle itti, Karunların yolundan gitmediVarlık peşine düşüp
[Devamını Oku]
Yüce Rabbimiz ezelî kelamında, Kur’ân-ı Kerim’in “müminler için doğru yolu gösteren bir hidayet ve bir şifa”(1) olduğuna tekrar tekrar dikkatlerimizi çekiyor. Bundan anlaşılıyor ki, müminler Kur’ân’ı hakkıyla rehber yapıp onun hakiki tefsir olan sünnet-i seniyyeye
[Devamını Oku]
Hayattaki en sıkıntılı durumlardan birisi ülfet/alışkanlık olsa gerek. Bir işe yeni başladığınızda, bir şeyle yeni tanıştığınızda onun heyecanı tamamıyla sarar sizi. Bütün dünyanız o olur adeta. Zaman içinden zaman alıp o şeye koşmak, onunla vakit
[Devamını Oku]
Târih boyunca sürgünler ceza-landırmanın farklı bir şekli olarak uygulanagelmiştir. Sürgüne konu olan farklı suçlar vardır. Fakat sürgünden asıl amaç zararlı alışkanlıklardan ve çevreden kişiyi kurtarıp millete yararlı olmasını sağlamaktır. Târihe göz attığımızda sürgün yerlerinin ve
[Devamını Oku]
Medresetü’z-Zehrâ, son yıllarda önemi daha iyi anlaşılan ve yüzyılın projesi olarak nitelendirilebilecek, temelleri çok sağlam bir yaklaşım ve birikime dayanan bir projedir. Medresetü’z-Zehrâ yaklaşımının hakikatini ifade eden ve çekirdeğini oluşturan Risale-i Nur harekâtı ise, bu
[Devamını Oku]
Rabbimize nâmütenâhî hamd ü senâlar olsun ki, yıllardır beklemekte olduğumuz Bediüzzaman Hazretleri ile Hüsrev Efendi Üstadlarımız’ın tarihçe-i hayatlarını geçtiğimiz ay yayınlamak nasib oldu. “Bediüzzaman Said Nursî ve Hayru’l-Halefi Ahmed Hüsrev Altınbaşak” adını taşıyan bu kitab,
[Devamını Oku]
Kelime-i Şehadete Dair اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اللّٰهُ 1 Yani: Hâlık ve Rezzak, ondan başka yoktur. Zarar ve menfaat, onun elindedir. O hem Hakîm'dir, abes iş yapmaz. Hem Rahîm'dir; ihsanı, merhameti çoktur.2 Namaz Namazın
[Devamını Oku]
Tarih boyunca pek çok âlim ve şair, zamanlarının siyasî idarecilerini aşırı derecede övmüşlerdir. Bunu yapmalarının sebebi; lâtif ve ince bir hile ile idarecilere şâirâne bir bahşiş vererek, idarecileri kötülükten vazgeçirebilmek ve millete hizmet ve iyilik
[Devamını Oku]
William Gladstone 1882 Avam kamarasında ise; “Bu Kur’an Müslümanların elinde bulundukça biz onlara hâkim olamayız. Ya bu Kur’an’ı onların elinden almalıyız yahut Müslümanları Kur’an’dan soğutmalıyız” ifadelerini kullanmış; “Bu kitabın takipçileri oldukça Avrupa’ya barış gelmeyecektir”2 demiştir.
[Devamını Oku]
‘SÜBHÂNALLÂH’ DİYEREK İLÂN EDİLEN 4 HAKİKAT1 1- Cenab-ı Hak bütün noksanlıklardan pak ve beridir. 2- Allahu Teâlâ, sapkın fikirli insanların bütün batıl fikirlerinden münnezzeh ve yücedir. 3- Rabbimiz, varlıklardaki bütün kusurlardan mukaddestir. KERAMETLER VE KEŞFİYÂTLAR
[Devamını Oku]
Risale-i Nur’dan istifade eden yüzlerce alim içerisinden, Bediüzzaman Hazretleri hakkında çokca makale ve yazı yazan Dr. Ahmed Abdurrahim El-Saih1’in Üstadımız ve Risaleler hakkındaki görüşlerini sizlere arz ediyoruz. Bir Mütefekkir Olarak Bediüzzaman Hazretleri İslam düşüncesinin önemli
[Devamını Oku]
Risale-i Nur’dan istifade eden yüzlerce alim içerisinden, Bediüzzaman Hazretleri hakkında çokça makale ve yazı kaleme almış Dr. Semir Receb Muhammed*’in Üstadımız ve Risaleler hakkındaki görüşlerini sizlere arz ediyoruz. BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ (1877-1960), TÜRKİYE’DE DİNİ UYANIŞIN
[Devamını Oku]
RİVAYET UYDURMANIN SEBEP OLDUĞU 5 CİNAYETİ1 Bir kısım insanların dine hizmet niyetiyle, bir kısım hasımların da dini ifsad etmek kastıyla olağanüstü yetenekleri olan ‘kahraman hikâyeleri’ ve rivayetleri uydurmaları, hakikati perdesiz görmenin önüne çekilen kalın bir
[Devamını Oku]
24 Temmuz 1908’de Abdülhamid Han’ın meşrutiyeti ilan etmesinden sonra seçimler yapıldı. Seçilen mebuslarla Osmanlı Meclisi 4 Aralık 1908’de açıldı. Bediüzzaman Said Nursi 19 ve 26 Aralık 1908’de “Mebusan’a Hitap” adıyla birbirinin devamı olan iki yazı
[Devamını Oku]
Bin hususi faydası, kuvveti, tesir ve keyfiyeti bulunan Cevşenü’l-Kebir Âl-i Beytin manevi mühim bir mirası ve feyiz kaynağıdır. Bediüzzaman Hazretleri Cevşenü’l-Kebir’i kendine üstad edinmiş ve her gün bir defa bazen iki üç defa tamamını okumuş,
[Devamını Oku]
İstanbul İmam Hatip okulunda okuyorum. 1957 yaz tatilinde merhum Süleyman Ağabeyim dedi ki, “Hazır İsmail Hafız da gelmişken sizi Bediüzzaman Hazretlerine ziyarete götüreyim”. İkimiz de “Seviniriz” dedik. İsmail Hafız (Karaçam), sesinin güzelliği ile meşhur. Burdur’dan
[Devamını Oku]
Hayrettin Karaman’ın Yeni Şafak gazetesinin 15.8.2019 tarihli köşe yazısında “Tantavî Nedvî’yi Anlatıyor” başlıklı yazısını okudum. Yazıda “Nedvî'nin eserlerini, hayat hikâyelerini okuyarak tanımak da önemli bir nasiptir.” diyordu yazar ve Tantavî’nin Nedvî hakkındaki şu ifadelerine yer
[Devamını Oku]
Âhirzaman’ın büyük müceddidi Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ile onun Hayru’l-Halefi olan Ahmed Hüsrev Efendi’nin hayatlarını incelediğimizde aralarındaki benzer veya birbirini tamamlayıcı noktaların insana şaşkınlık verecek derecede fazla ve acîb olduğunu görüyoruz. Bu iki büyük üstadın
[Devamını Oku]
“Şu eserimde üstadım Kur’ân’dır, kitabım hayattır.” (Lemaat, 322) Edebiyat geleneğimizde şairler, sanatla ve şiirle ilgili görüşlerini genellikle eserlerinin önsözünde dile getirmişlerdir. Tanzimattan sonra gazete ve dergilerin yayın hayatımıza girmesiyle bu meyandaki görüşlerin dile getirilmesi daha
[Devamını Oku]
“Yeni Türkiye” olmak yolunda, 2023 hedeflerine doğru yol alan memleketimizde her alanda gerçekleşen büyük değişimlerin temel taşlarının sağlam oturması gerekmektedir. Kendi öz değerlerimiz ve gerçeklerimizle yüzleşme sancıları yaşadığımız günümüzde, bu nasihatlerin vekillerimiz ve idarecilerimiz için
[Devamını Oku]
İslâm tarihine bakıldığında himmeti, milleti ve ümmeti kadar olan insanların hep var olduğu görülür. Böylesine dertli ve bir dava sahibi olan büyük insanlar, maruz kaldıkları zahmet ve meşakkatleri hiç düşünmez, çektikleri ızdıraplara hakiki manada sabreder,
[Devamını Oku]
*Osman Yüksel SERDENGEÇTİ
[Devamını Oku]
İsrâfât ve hilâf-ı şerîat ve lezâiz-i nâ-meşrûa ile tekrar ihya etmeyiniz. Demek şimdiye kadar mezarda idik, çürüyorduk. Şimdi bu ittihâd-ı millet ve meşrûtiyet ile rahm-i mâdere geçtik. Neşv ü nemâ bulacağız. Yüz bu kadar sene
[Devamını Oku]
İmam Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerini okuyan çoğu Risale-i Nur talebesi gibi, ondan istifade edenler, öğrenilen hakikatlerle birlikte birçok hikmeti bulacaktır. Tıpkı Küçük Sözlerdeki hakikatleri okuduğumda bulduğum gibi. Umarım Risale-i Nur’daki risalelerin tamamını okuyup bitirmek nasip
[Devamını Oku]
Eserleri elliden fazla dünya dillerine çevrilen ve geniş halk kitlelerine hitap eden Bediüzzaman Said Nursi’yi gençlerimize tanıttırmak, toplumu eserleriyle buluşturmak, sahip olduğu manevi gücün yardımıyla korkmadan büyük bir cesaretle dile getirdiği ve hayata hâkim kılmak
[Devamını Oku]
Bazı kelimeler vardır, ilaç gibidir; onlara ara sıra ihtiyaç duyarız. Bazıları ekmek gibi, su gibidir; ki onlara her gün ihtiyaç duyarız. Bazıları ise hava gibidir; o kelimelere her an ihtiyacımız vardır: Kelime-i tevhid ve besmele-i
[Devamını Oku]
Türkiye’de eğitime önem veren alimlerin en önde gelenlerinden biri Bediüzzaman Hazretleridir. Bediüzzaman Hazretleri, eğitimsizlikten kaynaklanan sıkıntıya ve çözümüne dikkat çekmek amacıyla, “Bizim düşmanımız cehalet, zaruret ve ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı sanat, marifet ve ittifak
[Devamını Oku]
Sakın, ey ihvân-ı vatan! Sefahetlerle ve dinde lâubaliliklerle tekrar öldürmeyiniz. Ve bütün efkâr-ı fâsideye ve ahlâk-ı rezileye ve desais-i şeytaniyeye ve tabasbusata karşı şeriat-ı garrâ üzerine müesses olan kanun-u esâsî Azrâil hükmüne geçti, onları öldürdü.
[Devamını Oku]
Sevgili Üstadım, Bu hal karşısında kendimi düşünüyorum. Ve bir de, peşinde koştuğum bu kudsî hizmete bakıyorum. Cenâb-ı Hakkın lütf-u ihsanlarına hamd eder ve şükrederken, bir kardeşimizin dediği gibi, ben de kendime diyorum ki: Evet Hüsrev,
[Devamını Oku]
Bediüzzaman Hazretleri'nin 1960 yılında vefatından sonra, Hüsrev Efendi, Risale-i Nur’un neşrine yönelik hizmetlerini, eski sadık arkadaşlarının yanında, etrafında toplanan yeni nesil Nur Talebeleri’yle birlikte devam ettirdi. Said Nursî’nin vefatından on sene evvel, “Hüsrev gibi bir
[Devamını Oku]
Registan Meydanı Registan, Farsça’da "kumlu yer" manasına gelmektedir. Registan Meydanı, üç medreseden müteşekkildir: Uluğbey Medresesi (1417-1420), Şirdâr Medresesi (1619-1636) ve Tilakâri Medresesi (1646-1660). Uluğ Bey Medresesi, 15. asırda İslam dünyasının âlim yetiştiren önde gelen medreselerinden
[Devamını Oku]
Hayrat Vakfı ile Azizan Eğitim Araştırma ve Kültür Derneği’nin ortaklaşa tertip ettiği “Kur’ân’a Adanan Bir Ömür: Üstad Bedîüzzaman ve Risâle-i Nur” konulu bir konferans Elazığ Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Konferansa Elazığ Milletvekilleri Sayın
[Devamını Oku]
Medresetü'z-Zehra erkânları, Bediüzzaman Hazretlerinin, Ispartalı Nur Talebeleri'nin önde gelenlerine hitaben kullandığı bir ünvandır. İmana yaptığı büyük hizmetten dolayı Isparta Şehri, Üstad Hazretleri nazarında manevi Medresetü'z-Zehra olmuştur. Cumhuriyet’ten önce Doğu Vilayetleri’nde açmayı isteyip de muvaffak olamadığı
[Devamını Oku]
Hayrat Vakfı Adıyaman temsilciliği ve Adıyaman Altınbaşak Eğitim ve Kültür Derneği’nin ev sahipliğinde 31 Mart tarihinde Üstad Bediüzzaman ve Risale-i Nur Hizmeti konulu bir panel düzenlendi. Adıyaman TPAO Bölge Müdürlüğü Konferans Salonunda tertiplenen panele çok
[Devamını Oku]
23 Mart 2012 tarihi, asırların beklediği büyük müceddid Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin âhirete irtihalinin 52. Senesi olması hasebiyle bu ayki yazımızı aziz Üstadımızın adıyla özdeşleşen “iman hizmeti”ne ayırmayı düşündük. ‘İkinci binin mücediddi’ olan İmam-ı Rabbanî
[Devamını Oku]
Yılın değişik zamanlarında farklı şahıslar ve durumlar için anma programları yapılır. Bu anma programlarının bir kısmı, “Bak zamanında böyle bir insan yaşadı, şunları şunları yaptı; bilginiz olsun” manasında gerçekleşir. Bir kısmı ise, çağını aşan insan
[Devamını Oku]
Tevâfuk, Cenâb-ı Hakk’ın fiil ve eserlerinde her vakit gözlemlendiği gibi insanın fiil ve eserinde de görülebilir. Yalnız insanın mazhar olduğu tevâfukun iki yönü vardır: Biri sunîlik yönü, yani bizzat insan tarafından bilerek ve tasarlayarak ortaya
[Devamını Oku]
Günlerdir yüreklerimizi dağlayan, acılarımıza acılar katan ve gözyaşlarımızı akıtan acı ve kara haberler aldığımız Van şehrimiz, asrın imamı Bedîüzzaman Hazretleri’ne yaklaşık 20 seneye yakın ev sâhipliği yapmıştır. Eskiler “Şerefü’l-mekân bil-mekîn” demişler. Yani mekânların şerefi içinde
[Devamını Oku]
Aziz, sıddık kardeşlerim! Bayram tebrikiyle beraber, her birinizi derecesine göre birer Said ve birer vârisim ve benim yerimde Nurların birer bekçi muhâfızı olarak, mânevî bir hâtıraya binaen kabul ettiğimi haber verdiğim gibi şimdi de size
[Devamını Oku]
VAKIF NE DEMEKTİR? İslâm hukukunda vakıf, “Bir malın belirli bir amaca hizmet için ayrılması veya umumun menfaati için tahsis edilmesi” şeklinde tanımlanır. Peygamberimiz (asm) “İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” (Camiussağir, 444), “Öldükten sonra kendisinden faydalanılan
[Devamını Oku]
Eğer merak ediyorsanız, öyleyse buyurun, konumuz ertelemecilik ve acı sonuçları. Evet, Resûl-ü Ekrem (asm)’ın ifâdesiyle insanı, “helâkete” kadar götüren bir fiildir ertelemek. Ertelemek, kâh “Aman, sonra yaparım”, kâh “şimdilik biraz duralım” kâh “yarın olsun bir
[Devamını Oku]
Husrev EFENDİNİN KALEMİ İLE OLAN HİZMETİ Hem Kur’ân’ın gözle görülen bir nevi lem'a-i i'caziyeyi, beş-altı Mushafta işaretler yaptım, hatt-ı Arabî-i Kur'ânîleri mükemmel olan kardeşlerime taksim ettim. Bunların içinde hatt-ı Arabî-i Kur'ân'da ‘‘Husrev’’ onlara yetişemediği halde,
[Devamını Oku]
1877 – Bitlis’in Hizan İlçesine bağlı İsparit Nahiyesinin Nurs Köyünde dünyaya geldi. 1894 – Van’a giderek orada coğrafya, matematik, jeoloji, fizik ve kimya gibi müsbet ilimleri öğrenmeye başladı. 1908 – İlk defa olarak İstanbul’a geldi.
[Devamını Oku]
Eğitim, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem ile başlamış hayatın her alanına sirayet eden bir fonksiyona sahip olmuştur. Eğitimin sahip olduğu bu fonksiyon, kıyamete kadar da devam edecektir. İnsan, yaratılışı itibarıyla eğitime muhtaç ve
[Devamını Oku]
“Sırat-ı müstakim, şecaat, iffet, hikmetin mezcinden ve hulâsasından hâsıl olan adl ve adâlete işarettir. Şöyle ki: Tagayyür ve inkılap ve felâketlere maruz ve muhtaç şu insan bedeninde iskân edilen ruhun yaşayabilmesi için üç kuvvet ihdas
[Devamını Oku]
Risale-i Nur’dan istifade eden yüzlerce alim içerisinden, Bediüzzaman Hazretleri ve eserlerine dair “Nursi: İnsanlığın Edîbi” adlı kitabı kaleme alan Dr. Hasan Al-Amrani’in1 Üstadımız ve Risaleler hakkındaki görüşlerini sizlere arz ediyoruz. Üstad Bediüzzaman tecrübeler ve hadiselerle
[Devamını Oku]
Bediüzzaman Said Nursi, Mucizat-ı Ahmediye (sav) eserinin Onuncu Reşha’sında “merak” konusuna dikkat çekiyor. İnsanı medeniyet üretme derecesine yükselten bu duygunun, varoluş gerçeğinden beslendiğinde korku ve ümitsizliği ortadan kaldırdığını vurguluyor. Bu duyguya kıymet kazandıran hakikati ise
[Devamını Oku]
Tercüme: Rıdvan ABUD Risale-i Nur’dan istifade eden yüzlerce alim içerisinden, Bediüzzaman Hazretleri ve eserleri hakkında “Türkiye’deki Tefsir Ekolleri ve Hint Kıtası Benzerliği” isimli kitabı kaleme alan Dr. Abdulgafur Cafer’in1 Üstad Bediüzzaman ve Risaleler hakkındaki görüşlerini
[Devamını Oku]
Bir şehre girdiğinizde orada toplumun hizmetine sunulmus müesseseler görürsünüz. Sevinirsiniz; çünkü insanda güzel olana, faydalı olana bir meyl vardır. Içinizden o hayra sebep olanlara karşı bilmediğiniz halde bir muhabber hasıl olur. Gönlünüzün derinliklerinden samimi bir
[Devamını Oku]
Sevgili Üstadım, Bu hâl karşısında kendimi düşünüyorum. Ve bir de peşinde koştuğum bu kudsî hizmete bakıyorum. Cenâb-ı Hakk’ın lütf-u ihsanlarına hamd eder, şükrederken, bir kardeşimizin dediği gibi, ben de kendime diyorum ki: “Evet Hüsrev, iyi
[Devamını Oku]
Bismillah her hayrın başıdır, demişler. Evden çıkarken, yemeğe başlarken, uyumadan önce ve yataktan kalkarken, esnaf olanlar dükkanlarını açarken… velhasıl hayırla atılan adımların hayırla neticelenmesi için niyetlenirken edilen bir dua… Besmele Hz. Musa’nın mübarek asası, besmele
[Devamını Oku]
Seksen küsur senelik hayatında Bediüzzaman Hazretlerinin yolu birçok defa İstanbul’a düşer. Eyüp Sultan’dan Bayezid Camiine, Yuşa Tepesi’nden Çamlıca Tepesi’ne kadar birçok yerde hatıraları ve tefekkürleri vardır. Bunlardan bir kısmı şöyledir…Yuşa Tepesi, Bediüzzaman Hazretleri’nin yalnız kalmak
[Devamını Oku]
“O Allah ki insanı yarattı ve ona beyanı öğretti” Sözler, kelimeler o kadar muktedir o kadar kudretli varlıklardır ki, kelimelerin insanda oluşturabileceği etki potansiyeli o kadar büyüktür ki, Allah lütfeder o kelimeleri doğru bir şekilde
[Devamını Oku]
Osmanlı döneminde ilk medresenin Orhan Gazi tarafından İznik’te kurulduğu kabul edilir. İznik Orhaniyesi de denilen bu medrese, 1331 senesinde eğitime başlamıştır. Ondan sonra hem Orhan Gazi hem de ondan sonra gelen her padişah yeni medreseler
[Devamını Oku]