İlim
İlim; bilmek mânâsında olup, Mücâdele Suresi 11'de Allah içinizden iman edenleri yüceltir, bunlardan kendilerine ilim verilmiş olanları ise, kat kat derecelerle yükseltir âyeti ve Allah u Teâlâ kime iyilik dilerse, onu, din âlimi yapar ve
[Devamını Oku]
İlim talebesi olmanın faziletine işareten İmam-ı Şafiî gibi büyük zatlar “Talebe-i ulûmun hatta uykkusu dahi ibadet sayılır” demişlerdir. Diğer bir rivayette yine İmam-ı Şafiî Hazretleri, “Hâlis talebe-i ulûmun rızkına, ben kefalet edebilirim demiş. Çünki rızıklarında
[Devamını Oku]
Doktorun önündeki hasta rolünü beğenmeyiz, alçaltıcı buluruz da tüm dünyaya reçeteler yazmaya koyuluruz perişan hâlimizle. Kendi amansız hastalıklarımızı, şüphelerimizi, günâhlarımızı unutarak yaparız bunları. Birisi çıkıp da Önce kendi eksikliklerini düzelt! dediğinde çıldırırız, köpürürüz, sağa sola
[Devamını Oku]
Fahreddin Râzi (r.a.), Tefsir-i Kebir' de şöyle buyuruyor: O'nun (Hz. Peygamber'in) şöhreti semâvatı, arzı ihâta etmiş; ismi, arş-ı âlânın üzerine yazılmış; ‘Kelime-i Şehadet'te Hakk'ın ismiyle zikredilmiş; O'nu her müezzin ezanda, her hatip hutbede ve her
[Devamını Oku]
Bilgeliği kimden öğrendin? Lokman Hekim’e, “Bilgeliği kimden öğrendin?” diye sorduklarında ondan şu cevabı almışlar: “Körlerden öğrendim. Çünkü onlar elindeki değnekle tam araştırmadan adım atmazlar. Basacakları yerin sağlam olduğundan emin olduktan sonra adım atarlar… Bundan dolayı
[Devamını Oku]
Dâru’l Hikmeti’l islâmiye gerek Osmanlı Devletinde gerekse islâm âleminde ortaya çıkan dinî meselelerin halledilmesi ve islâm’a yapılan hücumlara gerekli cevapların verilmesi için kurulmuş bir teşkilâttır. Yabancı ülkelerden gelen islâmiyet ile alakalı sualler, encümenlerde (komisyon) görüşülerek
[Devamını Oku]
İLİM: Muhakkik kelam âlimlerine göre ilim, sâhibine herhangi bir durumun, ne şimdi ne de gelecekte aksi muhtemel olmayacak bir biçimde açığa kavuşması niteliğidir. Bu da kesin, değişmez ve gerçeğe uygun inançtan ibâret olan yakin ile
[Devamını Oku]
Yüce dinimizde ilmin önemi o kadar büyüktür ki Kur’ân’ın 750 yerinde ilim kelimesi türevleriyle beraber geçer. Bununla birlikte ilme götüren okumak, düşünmek, ibret almak, akıl, nazar, hikmet, fikir gibi ilim ile alâkalı kelimeler de dikkate
[Devamını Oku]
1. EZBER NEDİR? Ezber, Farsça kökenli bir kelime olup, "kalpten, gönülden, göğüsten" demektir. Ezberleme (yürektenlik, kuşkusuzluk) ise bir bilginin "değişmez tek doğru" olarak benimsenmesi, öyle olduğuna ilişkin kalben duyulan güvenin akıl yoluyla irdelenmeyişidir. "Ezber", doğruluğuna
[Devamını Oku]
Helâle, harama dikkat etmeyen, şüpheli şeylerden kaçınmayan veli olamaz. Bu bilhassa yeme içme konusunda daha çok ehemmiyetlidir. İbrahim Edhem “Kemâle erenler, ancak midelerine gireni kontrol etmekle kemâle erebilmişlerdir” demiştir. Yahya b. Muaz da “Taat bir
[Devamını Oku]
Enes bin Malik (ra)’ten: Resülullah Sallallahu Aleyhi Vesellem buyurdu ki: “İlmin ref’ olunması, cehlin kökleşmesi, şarabın içilmesi, zinanın çoğalması kıyamet alametlerindendir.” Cenab-ı Hakk’ın, kulları üzerindeki nimetleri saymakla bitmez. Ancak iki grup insan vardır ki bunların
[Devamını Oku]
Bilim ve din bazı çevrelerce birbirine zıt görünmekte ve gösterilmeye çalışılmaktadır. Bilim ve din arasındaki bu çatışma varsayımı referans kaynaklarının farklılığına göre değişkenlik gösterir. Her iki sistem de hayatı anlamlandırma çabası üzerine bina edilmiştir. Aradaki
[Devamını Oku]
“Malum olsun ki tarih ilmi; gayesi şerefli, faydaları pek çok ve usûlü gayet önemli bir fendir. Çünkü bu ilim, geçmişteki kavimlerin ahlâkı, nebîlerin gidişatı, hükümdarların devletleri ve siyâsetleri ile ilgili hallere bizi vâkıf kılar. Din
[Devamını Oku]
Çok düşünme azizim, bir dem değil mi şu âlem O âlem ki rüyadır, nice bilmez bu âdem Hayatı görünmeyende görmek, bilinmeyende aramak lazım desem mübalağa etmiş olur muyum bilemem. Lakin tek sermayesi istemek olan insan
[Devamını Oku]
Eserleri elliden fazla dünya dillerine çevrilen ve geniş halk kitlelerine hitap eden Bediüzzaman Said Nursi’yi gençlerimize tanıttırmak, toplumu eserleriyle buluşturmak, sahip olduğu manevi gücün yardımıyla korkmadan büyük bir cesaretle dile getirdiği ve hayata hâkim kılmak
[Devamını Oku]
Hazret-i Ali (ra), talebesi Kümeyl’e: Ey Kümeyl! İlim maldan daha hayırlıdır; çünkü ilim seni korur, malı ise sen korursun. İlim hakimdir, mal ise mahkûmdur. Harcamak malı azaltır, ilmi ise çoğaltır, buyurdu. Yine Hz. Ali (ra):
[Devamını Oku]
“Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” İlim, bir şeyin künhüne vakıf olmaya denir. Âlim ise, ilmin sahibine. İlim, o kadar geniş bir deryadır ki; herhangi bir insanın, bütün ilimlerde âlim olmasının imkânı yoktur. Tek alanda
[Devamını Oku]
İlim, lügat manasıyla bir şeyi her şeyiyle bilmek anlamına gelir. İlim kelimesinin bu anlamından yol çıkarak, bir kişinin bir konuda ilim sahibi olabilmesinin kulaktan dolma bilgilerle olmayacağı sonucuna varabiliriz. Kimi zaman sadece okunulan bir cümleyle
[Devamını Oku]
(Menşeindeki “مَنْ عَرَفَ” hakikatinden koku taşıyan,hüceyre-i kelam tesmiyesine seza bazı kelimattan ibarettir.) Marifetullah “lafzatullah”sız olmaz:İlm oldur kim Hakk’a rehber ola / Cehl ola kim ile de ayruk yola … tanır Kazanım cümlesinin içini ne ile
[Devamını Oku]
İnternetten alim olur mu? Tabii ki olur. Ama o meşhur sözü çevirerek söylersek “yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder.” Teknoloji ve Dijitalizm çağındayız. Bilgiye istediğimiz an ulaşabiliyoruz. Kaynaklar elimizin altında. Arama motorları emrimize amade.
[Devamını Oku]
“İlim bir nokta idi, cahiller onu çoğalttı.” (Hz. Ali) Nokta nedir? Nokta; varlık ve vücuttan önceki haldir. Varlık âleminin temelini oluşturan atomların her biridir. Gerçek alemde ve sanal ekrandaki görüntülerin en küçük parçasıdır. Nokta, kalemi
[Devamını Oku]
Risale-i Nurları ve Bediüzzaman Hazretlerini tenkit edenlerin en çok dile getirdikleri şikayetlerden birisi de Nur talebelerinin bu eleştirilere karşı aşırı tepki göstermeleri olmuştur. Ölçüsüz ve aşırı tepkiler, tenkitçilerin Üstad hakkında yanlış düşüncelere kapılmalarına sebep oluyor.
[Devamını Oku]
Endülüs Emevîleri zamanında İslâm düşmanlarıyla yapılan harblerde esir alınan âlimler, asilzâdeler, şövalyeler, büyük kumandanlar kitapla tartılarak, yâni kendi ağırlıklarınca eserle tartılarak serbest bırakılmışlardır. Bir kefeye kitap, bir kefeye insan konmuştur. Kitap, bu derece kıymetlidir İslâm
[Devamını Oku]