Tevbe
bû Said (ra) anlatıyor: Resûlullah (asm) buyurdular ki: “Sizden önce yaşayanlar arasında doksan dokuz kişiyi öldüren bir adam vardı. Bir ara yeryüzünün en âlim kişisini sordu. Kendisine bir râhib ta‘rîf edildi. Ona gidip, doksan dokuz
[Devamını Oku]
“Nefsini itham eden, kusurunu görür. Kusurunu itiraf eden, istiğfar eder. İstiğfar eden, istiâze eder. İstiâze eden, şeytanın şerrinden kurtulur. Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. Kusurunu
[Devamını Oku]
Himmet Efendi, 17. asrın başlarında daha çocukluk yaşlarında Bolu’dan İstanbul’a tahsil için gelmiştir. Tahsilini tamamladıktan sonra bir müddet müderrislik de yapmış, yaklaşık 90 senelik hayatının sonuna kadar Bayrami şeyhi olarak irşad faaliyetlerinde bulunmuştur. Kabri Üsküdar’da
[Devamını Oku]
Bu satırları yazarken hâlâ o günkü sahne gözümün önünden gitmiyor. Mahallemizin köşe başındaki o eski büfe… İçinde, gözlerimin içine utangaçlıkla bakan Sinan Abi… Bir doktor olarak nice hastalık gördüm ama o gün gördüğüm şey, sadece
[Devamını Oku]
Şartları yerine getirilmiş makbul bir tövbe, her mümin için vaciptir. Yani mutlaka yerine getirilmesi gereken dinî bir vazifedir. Eğer bir kimse günahlarının bir kısmından tövbe ederse, ehl-i sünnete göre kişinin bu kısmî tövbesi makbuldür; yani
[Devamını Oku]