Peygamber Efendimiz
Gerçekten de bir tercüme problemi var, yani isimlerin tercüme edildiğini, ilaveten Îsâ Aleyhisselâmın Yunanca konuşmadığı (Grekçe) gerçeğini lütfen unutmayalım. Paraklet’in okunuşunun öyle veya böyle olmanın ötesinde (her iki mana da Peygamberimiz (sav)’e bakmaktadır esasında), Îsâ
[Devamını Oku]
Peygamber Efendimiz’in (asm) Mescidi, sâdece mescid değildi: Ma’beddi: Herkes ibâdetini cemâat hâlinde orada yerine getirirdi. Mektebdi: Müslümanlar, Ashâb-ı Suffa’daki husûsî muallimlerden yazı ve kırâat öğreniyorlar, ilmihâl bilgileri alıyorlardı. İrşâd yeriydi: Hutbeler, vaazlar, dinî sohbetler orada
[Devamını Oku]
Yüce Yaratan, meâlen, “And olsun ki sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı uman ve Allah’ı çok zikreden kimseler için Allah’ın Resûlünde güzel bir örnek vardır.” (33/21) diyerek “bedbahtlık”tan kurtuluşun çaresini ve bize “bahtiyarlık”ın hakiki
[Devamını Oku]
Gerçekten sen büyük bir ahlâk üzeresin” (Kalem, 4) ilâhî hitabına mazhar olan Allah Resûlü’nün (sav) güzel ahlâk ve edebine numune olan binlerce ahval, ef’al ve tavsiyeleri vardır. İnsanın hususen müslümanın tahassungâhı (sığınağı) ve bir nevî
[Devamını Oku]
Hazret-i Şuayb’ın suhufunda ismi, Muhammed (övülmüş) manasında “Müşeffah”tır.Hem Tevrat’ta yine Muhammed manasında “Münhamenna”, Zebur’da “El-Muhtar (Mustafa-seçilmiş)” ismiyle isimlenmiştir. Hem Suhuf-u İbrahim ve Tevrat’ta “Mazmaz”dır. Hem Tevrat’ta “Ahyed”dir. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm demiş: “Benim ismim Kur’an’da
[Devamını Oku]
De ki: “Ben de ancak sizin gibi bir insanım (şu var ki) bana, İlahınızın ancak tek bir İlah olduğu vahyediliyor. (Kehf, 110; Fussilet, 6) Kur’ân-ı Azîmüşşanın nassıyla yani açık ve kesin hükmüyle Muhammed (asm)in iki
[Devamını Oku]
"Üç şey var ki onların üzerine yemin ederim. Bunlar: Sadakadan (sadaka vermekle) mal eksilmez, kul affederse Allah onun izzetini artırır, kim de Allah rızası için alçak gönüllü olursa Allah onu yüceltir." (İbn-i Kesir) Cenâb-ı Hak,
[Devamını Oku]
Eğitimde ne anlattığımızdan daha çok nasıl anlattığımız önemlidir. Elbette insanlara ve özellikle gençlere iyi, güzel ve faydalı şeyler öğretmeliyiz. Aynı şekilde bu faydalı ve güzel şeyleri güzel metodlarla anlatmalı ve öğretmeliyiz. Öğretmeni sevmeyen öğrencinin dersi
[Devamını Oku]
Istılah olarak Peygamber Efendimizin sünnetine ve Ashâb-ı Kiram, Tâbiîn, Tebe-i Tâbiîn olan cemaate uyanlara ehl-i sünnet ve’l-cemaat denir. Bazen ehl-i sünnet ve’l-cemaat kelimesini basit olarak ifade ederken kimlerin kastedildiğini düşünmek gerekir. Zira ehl-i sünnet demek,
[Devamını Oku]
Tesis Ettiği Muâhât (Kardeşlik) Sistemi İslamiyet’in, inananlar arasında sağladığı en önemli unsurlardan bir tanesi bütün müminlerin kardeş olduğu hakikatidir. İslam kardeşliğinin en güzel numuneleri asr-ı saadette ortaya konulmuştur. İslamiyet, insanların fıtratlarında var olan güzel duyguları
[Devamını Oku]
Gül, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in sembolüdür. Bu hayat dershânesindeki en mühim tahsil; O Güller Şâhı’nı tanıyabilmek, O Gül’ün mübârek kokusundan ve rûhânî dokusundan nasîb alabilmek, O Gül’ün yaprağında bir şebnem tânesi olabilmektir...
[Devamını Oku]
Tılsımlı bir âlem ve yaratılışı muamma bir Âdem... “Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim mahlûkatı yarattım” muradı ile başlayan bir serüven… Saltanatının haşmetinden, servetinin şaşaasından, sanatının harikalarından, marifetinin garibelerinden, muhatap seçtiği halifesini haberdar etmek
[Devamını Oku]
لَقَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَزٖيزٌۘ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرٖيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنٖينَ رَؤُ۫فٌ رَحٖيمٌ / فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِيَ اللّٰهُۘ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظٖيمِ "Andolsun size kendi içinizden öyle
[Devamını Oku]
Hazret-i Peygamber Aleyhissalatü Vesselam’ın Sünnet-i Seniyesi, -Kur’an-ı Kerim’de beyan edilen- Allah’ın razı olacağı hayat tarzının ta kendisidir. Hazret-i Muhammed (sav) insanlara her konuda örnek olmuştur. Diğer insanlar gibi o da hasta olmuş, savaşta yaralanmış, rızkı
[Devamını Oku]
Sünnete ittiba etmeyen, tenbellik ederse, hasâret-i azîme (büyük hasarlar); ehemmiyetsiz görürse, cinâyet-i azîme (büyük cinayet); tekzîbi (yalan olduğunu) işmâm eden (hissettirecek) tenkîd ise, dalâlet-i azîmedir (büyük sapıklıktır).” Sünnet-i Seniye, Peygamberimizin (sav) yüce ve güzel yoludur.
[Devamını Oku]
Bugünlerde kullanılmasını oldukça “normal” gördüğümüz şu “eski normal” ve “yeni normal” kavramları, modernizmin tekâmülüne (ya da daha bir düşüşüne) dair iki farklı safhayı ifade ediyor gerçekte. Öncelikle, bizim haricimizde normlar/kurallar koyma yetkisine sahip bir hakimiyet
[Devamını Oku]
Okuma işi ilk insan yani Âdem (as)’la birlikte başladı. Ona bütün isimler öğretildi. Her ne kadar yazının icadı Sümerlere atfedilmiş olsa da bu böyleydi. Yazılan yazılmış, öğretilen öğretilmişti. O gün bugündür okumak ve yazmak insan
[Devamını Oku]
Nev-be-nev şakku’l kamer esrârını işrâb ederÇarh-ı dilde mâh-tâbân-ı dehân-ı Mustafâ Hilâl… Ramazan’ın müjdecisi. Kâinatın lisân-ı hâlinde “Ben geldim.” nidası. (Hoş geldin.) “Şehr-i Ramazan” şiirinin ser-levhası. Onun ismiyle vakt-i savmın mukaddimesi. Öte yarı ise hükme râm
[Devamını Oku]
“Hani Meryem oğlu İsa: ‘Ey İsrailoğulları! Muhakkak ki ben, benden önce (gönderilmiş) olan Tevrat’ı tasdik edici ve benden sonra gelecek ismi Ahmed olan bir peygamberi müjdeleyici olmak üzere size Allah’ın (gönderdiği) bir peygamberiyim!’ demişti. Fakat
[Devamını Oku]
83 Nâzil isnad ne demektir? İnmek yukarıdan aşağıya düşmek, yağmur için yağmak gibi mânâlara gelen “nezele” kök fiilinin ismi fâilidir. Hadis ilminde âlinin zıddı olarak isnadın bir özelliğini ifade etmekte kullanılır. Buna göre nâzil isnad,
[Devamını Oku]
Değer arayışı, doğruluğu ve güzelliği arama teşebbüsü olmalıdır. Bu arayışta medeniyetimizde izleri ve eserleri bulunan manevi alan ve tesiri ilk günkü tazeliğini muhafaza eden Resul-i Ekrem’in (asm) sözleri ve sünneti seniyyesi temel teşkil etmelidir. O
[Devamını Oku]
Peygamber Efendimiz (asm), Kur’ân ahlâkını hayâtına her cihetle ve noksansız tatbik etmiştir. İşte Ashâb-ı Kirâm aracılığıyla günümüze dek ulaşan bu Ahlâk-ı Nebeviye’den denizde katre misâli birkaç örnek: Sa’d bin Hişâm (ra) anlatıyor: “Bir gün mü’minlerin
[Devamını Oku]
(Edebi terk etmekten sakın! Zira burası Allah’ın habibinin beldesidir. Burası, Hak Teala’nın devamlı nazar kıldığı bir yerdir; Muhammed Mustafa’nın (sav) makamıdır. Ey Nâbî, bu dergâha edebin şartlarına dikkat ederek gir! Sakın edebi basite alma! Burası
[Devamını Oku]
Aileyi bir okula benzetirsek; baba, bu okulun müdürü, anne ise öğretmenidir. Sevgili Peygamberimiz (asm) bu vazifeye işaret olarak "Erkek, aile fertlerinin çobanıdır ve onlardan sorumludur. Kadın, kocasının evinde çobandır ve çocuklarından vazifelidir."1 buyurmuştur. Cenab-ı Hak
[Devamını Oku]
Bir şehre girdiğinizde orada toplumun hizmetine sunulmus müesseseler görürsünüz. Sevinirsiniz; çünkü insanda güzel olana, faydalı olana bir meyl vardır. Içinizden o hayra sebep olanlara karşı bilmediğiniz halde bir muhabber hasıl olur. Gönlünüzün derinliklerinden samimi bir
[Devamını Oku]
Bir adam telaşlı bir şekilde Mescid-i Nebevî’ye girdi ve gür sesiyle Peygamberimize “Ey Allah’ın Resulü, kıyamet ne zaman kopacak?” diye sordu. Ashâb-ı kiram, ona susmasını işaret ettiyse de o, aynı soruyu sesini alçaltmadan üç defa
[Devamını Oku]
1520 senesinde Zile’de doğmuştur. Asıl adı Ahmed’dir. Esmerliğinden dolayı kendisine Kara Şems denilmiştir. Şems-i Tebrizi ve Ak Şemseddin ile birlikte üç Şems’ten biridir. Halvetiyye tarikatının Şemsiyye kolunun kurucusu olan Şeyh, Sivas’taki Meydan Camiine vaiz olmak
[Devamını Oku]
Bir adam telaşlı bir şekilde Mescid-i Nebevî’ye girdi ve gür sesiyle Peygamberimize “Ey Allah’ın Resulü, kıyamet ne zaman kopacak?” diye sordu. Ashâb-ı kiram, ona susmasını işaret ettiyse de o, aynı soruyu sesini alçaltmadan üç defa
[Devamını Oku]