Din
ATEİZMİN TARİHİ SEYRİ VE SEBEPLERİ İnsanlık tarihinde, insanların aya, güneşe, taşlara, putlara taptıkları çoklukla görülse de dinsiz, ateist oldukları görülmez. Adem (as)’dan bu yana bütün peygamberler müşrik kavimlerle -yani Allah’a inanan, fakat putları ona eş
[Devamını Oku]
Yüzyıllardır ateistlerle Allah’a inananlar birbiriyle münakaşa ederler. “Allah var mıdır, yok mudur?” diye. Bunu ortaya koymak için; her iki tarafın da delillerle konuşması, davasını isbat etmeye çalışması, karşı tarafın da ortaya koyduğu delilleri çürütmesi gerekmez
[Devamını Oku]
Her insan kendisine baksa anlar ki zayıf ve aciz olarak yaratılmıştır. İnsanın benim diyebileceği -emaneten verilen- cüzi iradesinden başka hiçbir şeyi yoktur. İstediği ve arzu ettiği şeyleri -velev kendisinin çabası da beklense de- sonuç olarak
[Devamını Oku]
Ayine-i kalbe sahibiz. Öyle bir ayine ki... Davranış, konuşma, tavırlar, tüm hallerimiz, kalbimizdeki iman ve ahlaka göre sudur eder. Yansıyan elbette dindarlığımızdır. Tecelli eyledi sende cemal-i nur-i Yezdan Veli (fakat) ayine-asa (ayna gibi)ol sıfattan bi-habersin
[Devamını Oku]
Bediüzzaman Hazretleri, hayatı boyunca tevhid akidesini ders vermiş ve müstakim hayat sürmüş bir İslam mütefekkiridir. “Din-i Muhammedî (sav) fikir ve hayata ne verdi?” sualine karşılık, “İslamiyet fikre tevhid, hayata istikamet vermiştir” der. Hazret-i Üstadın bu
[Devamını Oku]
“Mûsâ da Firavun da ölmediler!” “Benim rûhum, Mûsâ; aklım ise Hârun’dur. Nefsim, Firavun; hevâ ve heves de Firavun’un veziri Hâmân’dır. Firavun’un sihirbazları ise; evhâm ve hayâlât ve İslâm’a yöneltilen îmansızca neşriyattır. Onlara karşı koyacak olan
[Devamını Oku]
TEFEKKÜR MÜ, TEZEKKÜR MÜ? Yaklaşık üç yaşında bir kızım var. Bir dörtlük ezberlemiş; sürekli tekrarlayıp duruyor. Dörtlük şöyle: “Rabbim Allah, peygamberim Hazret-i Muhammed, dinim İslâm, kitabım Kur’ân, ben Müslümanım.” Dilindeki dörtlük ve o haliyle hakikaten
[Devamını Oku]
İnsan türü olarak yeryüzündeki varlığımız her zaman mücâdele ve gayretle iç içe olmuştur. Allah Azze ve Celle Âdem babamıza, Havva anamıza ve Şeytan’a “birbirinize düşman olarak (yeryüzüne) inin!” dedikten sonra artık dilediğimiz yerde ondan bol
[Devamını Oku]
“…meşâgil-i dünyeviye dediğin, çoğu sana ait olmayan ve fuzuli bir sûrette karıştığın ve karıştırdığın malayani meşgalelerdir. En elzemini bırakıp, güya binler sene ömrün var gibi, en lüzumsuz malumat ile vakit geçiriyorsun. Meselâ ‘Zühal’in etrafındaki halkaların
[Devamını Oku]
“Risâle-i Nûr’un mesleği odur ki, zihinlerde bir iz bırakmamak için, sâir ulemaya muhalif olarak, muarızların şüphelerini zikretmeden öyle bir cevap verir ki, daha vehim ve vesveseye yer kalmaz.” Ölçü: Risale-i Nur Gibi Eserler Mutlaka Milli
[Devamını Oku]